Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Dr.Atabey Uyardı: “Altın Madeni Çanakkale’yi Çöle Çevirir”

Gündem (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 08.12.2025 - 11:19, Güncelleme: 08.12.2025 - 11:19 738 kez okundu.
 

Dr.Atabey Uyardı: “Altın Madeni Çanakkale’yi Çöle Çevirir”

Çanakkale Merkez’e bağlı Serçiler ve Terziler köylerinde planlanan Altın–Gümüş Madeni Açık Ocak İşletmesi Projesi, bölgeye ve Atikhisar Barajı’na yönelik ciddi çevresel riskler taşıdığı gerekçesiyle tartışma yaratıyor. Jeoloji alanında uzman Dr. Eşref Atabey, proje kapsamında ortaya çıkabilecek etkileri bilimsel verilerle değerlendirdi.
Çanakkale Merkez’e bağlı Serçiler ve Terziler köylerinde planlanan Altın–Gümüş Madeni Açık Ocak İşletmesi Projesi, bölgeye ve Atikhisar Barajı’na yönelik ciddi çevresel riskler taşıdığı gerekçesiyle tartışma yaratıyor. Jeoloji alanında uzman Dr. Eşref Atabey, proje kapsamında ortaya çıkabilecek etkileri bilimsel verilerle değerlendirdi.   300 BİN TON CEVHER, 10 MİLYON TON PASA VE 6 BİN 587 AĞAÇ KESİMİ Projeye göre, toplam 50,29 hektarlık alanda açık ocak yöntemiyle üç yıl boyunca 300 bin ton altın cevheri çıkarılması planlanıyor. Aynı ruhsat alanında iki ayrı ÇED sahası bulunduğunu belirten Atabey, bu sahaların toplam 92,79 hektarının orman, 22,14 hektarının ise şahıs arazisi olduğunu aktardı.   Proje nedeniyle 6 bin 587 kızılçam ağacının kesileceği, üç yıl boyunca toplam 1973 ton ANFO ve 64,6 ton dinamit kullanılacağı ifade edildi. İşletme sonucunda 10 milyon 202 bin ton pasa oluşacak. “ASİT MADEN DRENAJI ATİKHİSAR BARAJI’NI TEHDİT EDİYOR” En kritik uyarılardan biri, altın cevherindeki pirit minerali nedeniyle oluşacak asit maden drenajı (AMD) riski. Atabey’e göre yağmur ve oksijenle temas eden pirit, çok uzun yıllar boyunca çevreye asidik su salmaya devam ediyor: "Bu süreç yüz yıl geçse bile devam eder ve canız sisteme büyük zarar verir. Maden sahasının çöle dönüşmesi kaçınılmazdır."   ÇED raporuna göre proje alanı, Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı’na kuş uçuşu 1,4 km mesafede bulunuyor. Uzmanlar, toz taşınımı, aşırı erozyon ve pasa akıntılarıyla baraj suyunun kirlenme ihtimalinin yüksek olduğuna dikkat çekiyor.   “4002 SAYFALIK ÇED RAPORU GERÇEĞİ YANSITMIYOR” Dr. Atabey, hazırlanan nihai ÇED raporunun büyük kısmının "eklerden ve kopyala–yapıştır içerikten" oluştuğunu öne sürerek, “Projenin çevreye, doğaya, insan sağlığına, olabilecek zararlı etkilerinin gerçekçi, bilimsel ve hukuka uygun bir şekilde değerlendirilmediği, Nihai ÇED raporundaki bazı tespit ve değerlendirmelerin gerçeğe aykırı olduğu, yapılmayacak işlere dair inandırıcılıktan uzak boş taahhütler içerdiği, toplam 4002 sayfa olan Nihai ÇED Raporunun 3486 sayfası eklerden oluştuğu, bölümlerin çoğunun teorik ve ÇED alanıyla ilgisi bulunmayan, rapor formatını tamamlamaya yönelik tekrarlı, bazı kurum raporlarından alıntılanan bilgilerden ibaret, kopyala yapıştır yöntemle hazırlandığı ve bu nedenle sahaya uygun olmadığı görülmektedir. Altın zorunlu bir ihtiyaç değildir. İnsanoğlu, hayati olmayan mücevherat ve yatırım tutkusu yüzünden yaşam için gerekli suyu kaybediyor. Diğer kurşun, çinko, demir gibi metalik madenlere nazaran altın madenciliği yasaklanmalıdır. Elektronik sanayiye yetecek kadar stoklarda mevcuttur” ifadelerini kullandı. ALTIN MADENİNİN EKONOMİK KATKISI TARTIŞMALI Atabey, Türkiye’de çok sayıda metalik maden işletmesi bulunmasına rağmen madenciliğin ülke ekonomisine katkısının yüzde 1’i geçmediğini belirterek şunları söyledi: "Yer altı suyu; içme suyu, kullanma suyu ve ovadaki tarım alanlarının sulanması, bitkisel üretimin arttırılması, halkın beslenmesi için kullanılmaktadır. Bu ilişki ‘üstün kamu yararı’ kapsamında kavranır ve değerlendirilir. Bu anlamda altın madenciliğinin kamu yararı bulunmamaktadır. Türkiye’nin hemen her dağı, tepesi, deresi, vadisinde maden ocakları, onlarca altın ocağı faaliyette iken madenciliğin Ülke ekonomisine katkısı %1’i geçememektedir. Madenciliğin Ülke ekonomisine katkısını göremiyoruz.”   YEREL EKOSİSTEM TEHLİKEDE Bölgede yalnızca burada görülen Verbascum hasbenlii adlı endemik tür de bulunuyor. Ayrıca maden sahasının orman ekosistemini yok edeceği, fauna ve florayı bozacağı, yeraltı su döngüsünü kalıcı olarak tahrip edeceği belirtiliyor.
Çanakkale Merkez’e bağlı Serçiler ve Terziler köylerinde planlanan Altın–Gümüş Madeni Açık Ocak İşletmesi Projesi, bölgeye ve Atikhisar Barajı’na yönelik ciddi çevresel riskler taşıdığı gerekçesiyle tartışma yaratıyor. Jeoloji alanında uzman Dr. Eşref Atabey, proje kapsamında ortaya çıkabilecek etkileri bilimsel verilerle değerlendirdi.

Çanakkale Merkez’e bağlı Serçiler ve Terziler köylerinde planlanan Altın–Gümüş Madeni Açık Ocak İşletmesi Projesi, bölgeye ve Atikhisar Barajı’na yönelik ciddi çevresel riskler taşıdığı gerekçesiyle tartışma yaratıyor. Jeoloji alanında uzman Dr. Eşref Atabey, proje kapsamında ortaya çıkabilecek etkileri bilimsel verilerle değerlendirdi.

 

300 BİN TON CEVHER, 10 MİLYON TON PASA VE 6 BİN 587 AĞAÇ KESİMİ

Projeye göre, toplam 50,29 hektarlık alanda açık ocak yöntemiyle üç yıl boyunca 300 bin ton altın cevheri çıkarılması planlanıyor. Aynı ruhsat alanında iki ayrı ÇED sahası bulunduğunu belirten Atabey, bu sahaların toplam 92,79 hektarının orman, 22,14 hektarının ise şahıs arazisi olduğunu aktardı.

 

Proje nedeniyle 6 bin 587 kızılçam ağacının kesileceği, üç yıl boyunca toplam 1973 ton ANFO ve 64,6 ton dinamit kullanılacağı ifade edildi. İşletme sonucunda 10 milyon 202 bin ton pasa oluşacak.

“ASİT MADEN DRENAJI ATİKHİSAR BARAJI’NI TEHDİT EDİYOR”

En kritik uyarılardan biri, altın cevherindeki pirit minerali nedeniyle oluşacak asit maden drenajı (AMD) riski. Atabey’e göre yağmur ve oksijenle temas eden pirit, çok uzun yıllar boyunca çevreye asidik su salmaya devam ediyor: "Bu süreç yüz yıl geçse bile devam eder ve canız sisteme büyük zarar verir. Maden sahasının çöle dönüşmesi kaçınılmazdır."

 

ÇED raporuna göre proje alanı, Çanakkale’nin tek içme suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı’na kuş uçuşu 1,4 km mesafede bulunuyor. Uzmanlar, toz taşınımı, aşırı erozyon ve pasa akıntılarıyla baraj suyunun kirlenme ihtimalinin yüksek olduğuna dikkat çekiyor.

 

“4002 SAYFALIK ÇED RAPORU GERÇEĞİ YANSITMIYOR”

Dr. Atabey, hazırlanan nihai ÇED raporunun büyük kısmının "eklerden ve kopyala–yapıştır içerikten" oluştuğunu öne sürerek, “Projenin çevreye, doğaya, insan sağlığına, olabilecek zararlı etkilerinin gerçekçi, bilimsel ve hukuka uygun bir şekilde değerlendirilmediği, Nihai ÇED raporundaki bazı tespit ve değerlendirmelerin gerçeğe aykırı olduğu, yapılmayacak işlere dair inandırıcılıktan uzak boş taahhütler içerdiği, toplam 4002 sayfa olan Nihai ÇED Raporunun 3486 sayfası eklerden oluştuğu, bölümlerin çoğunun teorik ve ÇED alanıyla ilgisi bulunmayan, rapor formatını tamamlamaya yönelik tekrarlı, bazı kurum raporlarından alıntılanan bilgilerden ibaret, kopyala yapıştır yöntemle hazırlandığı ve bu nedenle sahaya uygun olmadığı görülmektedir. Altın zorunlu bir ihtiyaç değildir. İnsanoğlu, hayati olmayan mücevherat ve yatırım tutkusu yüzünden yaşam için gerekli suyu kaybediyor. Diğer kurşun, çinko, demir gibi metalik madenlere nazaran altın madenciliği yasaklanmalıdır. Elektronik sanayiye yetecek kadar stoklarda mevcuttur” ifadelerini kullandı.

ALTIN MADENİNİN EKONOMİK KATKISI TARTIŞMALI

Atabey, Türkiye’de çok sayıda metalik maden işletmesi bulunmasına rağmen madenciliğin ülke ekonomisine katkısının yüzde 1’i geçmediğini belirterek şunları söyledi: "Yer altı suyu; içme suyu, kullanma suyu ve ovadaki tarım alanlarının sulanması, bitkisel üretimin arttırılması, halkın beslenmesi için kullanılmaktadır. Bu ilişki ‘üstün kamu yararı’ kapsamında kavranır ve değerlendirilir. Bu anlamda altın madenciliğinin kamu yararı bulunmamaktadır. Türkiye’nin hemen her dağı, tepesi, deresi, vadisinde maden ocakları, onlarca altın ocağı faaliyette iken madenciliğin Ülke ekonomisine katkısı %1’i geçememektedir. Madenciliğin Ülke ekonomisine katkısını göremiyoruz.”

 

YEREL EKOSİSTEM TEHLİKEDE

Bölgede yalnızca burada görülen Verbascum hasbenlii adlı endemik tür de bulunuyor. Ayrıca maden sahasının orman ekosistemini yok edeceği, fauna ve florayı bozacağı, yeraltı su döngüsünü kalıcı olarak tahrip edeceği belirtiliyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve siteye yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.