Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, 15 Temmuz akşamından bu yana İskele Meydanı’nda toplanan ve Demokrasi Nöbeti tutan vatandaşlarla bir araya geldi. Coşkulu kalabalığa seslenen Mehmet Daniş, birlik ve beraberlik mesajları verdi. Daniş yaptığı konuşmada; “15 Temmuz gecesi maalesef milletimiz tarihinin en ağır ihaneti ile karşılaştık, keşke yaşamasaydık dedik ama bir musibet bin nasihatten iyidir diyoruz. Yıllarca milletimizin, devletimizin tüm hücrelerine ur gibi sirayet eden ihanet şebekesinden inşallah hep birlikte kurtulacağız, bundan da kimsenin şüphesi olmasın. Türk milletinin nasıl bir millet, ne kadar şefkatli ama ne kadar da cesaretli olduğunu bu millet göstermiştir. 15 Temmuz gecesi bu milletin alın teri ile alınan tankı, en gelişmiş silahları milletin evlatlarına doğrultuldu. Kimler tarafından? Yıllarca bu milletin inancını sömürenler tarafından, yıllarca bu milletin evlatların geleceğini çalanlar tarafından.”

İNSANLARI SÖMÜRDÜLER, İYİ NİYETLERİNİ SUİSTİMAL ETTİLER

“Cumhurbaşkanımız bu hainleri ifade ederken; “en alttakiler ibadetinde ortadakiler ticaretinde en üsttekiler de ihanet içerisinde” demişti. En alttakileri düşünelim; komşumuz vardı, arkadaşımız vardı, olimpiyatlar yaptılar Afrika’ya kadar insanları gönderdiler. Bu Anadolu milletinin iyi niyetini sömürdüler, suiistimal ettiler, onların üzerinden de kendilerine bir gelecek kurmaya çalıştılar. Çünkü onların üzerindekiler ticaret yapıyorlardı. Bunlar bizdenmiş gibi gözüktüler. Bunların lideri nerede? Yıllardan beri batı’da, affedersiniz batının kucağında. Buradan kazandıklarını, adeta sömürdüklerini milletin fitre ve sadakalarını, kurban paralarına varana kadar oradaki şebekelerine aktardılar. Bu milletin gariban evlatlarını milletten adeta çaldılar. Beyinlerini yıkadılar, o çocuklara sorulara verdiler diğer bütün evlatlarımızın önüne geçirdiler. Sözde onları en iyi okullara, askeriyenin içine soktular. Onları general yaptılar, orgeneral yaptılar. Ama tarih sizce kimi hatırlayacak Özel Harekât Birliğine girip de artık komuta bende diyeni mi hatırlayacak yoksa tereddüt etmeden onu alnından vuran astsubayı mı hatırlayacak?”

MİLYON DOLARLIK TANKLARIN KARŞISINA ASGARİ ÜCRETLİLER ÇIKTI

“15 Temmuz gerçekten bu milletin sadece basireti ile değil, cesaretiyle özgürlüğüne, bağımsızlığına sahip çıkışıyla tarihin en büyük darbesine karşı çıktı. İnsanlar meclisine, cumhurbaşkanına sahip çıktı, iradesine sahip çıktı. Partisi yok hangi partiden olursa olsun herkes devletine sahip çıktı. Bakın o tankların her biri milyon dolarlık silahlardır ama o tankların karşısına çıkan insanlar asgari ücretle geçimini karşılayan insanlardı. Onlar general olmuştu, ellerinde imkânlar vardı ama yürekleri yoktu. Yürek dediğiniz samimiyet işidir, hesap kitap, sınav operasyonu, algı operasyonu da değildir. Samimiyetiniz varsa galip gelirsini yoksa işte böyle hüsrana uğrarsınız. Zaten öbür dünyanız yok ama bu dünyada da hüsrana uğradınız. Artık hiç birimizin yanında yeriniz yok, biliyorsunuz aileleri cenazelerini bile kabul etmedi.”

OHAL İLK KEZ MİLLETE DEĞİL TERÖRİSTLERE KARŞI İLAN EDİLDİ

“Türk milletine yakışan, bize yakışan Cumhurbaşkanımız ifade etti; bunlar en ağır cezaları hukuk içerisinde alacaklardır. Türkiye bir hukuk devletidir. Şimdi hem içeride hem de yurt dışında OHAL ile ilgili dezenformasyon yapmaya çalışacaklar. Bunların yurt dışı ayakları var. Bunlar üzerinden Türkiye’ye operasyon çekenler var. Bunlar hala yurt dışındalar, bunların gazeteleri, dergileri televizyonları var. Şimdi sanki Türkiye’de insan hakları çiğneniyormuş gibi haber yapacaklar. Bu OHAL ilk kez millete karşı değil, teröriste karşı hayata geçirildi. Şimdi hep askeri rejimler başlatmıştı. Bu milletin şerefli askerlerin üniformalarını kirleten teröristlere karşı ilan edildi. Milletin kararlılığı önünde hiç kimse duramamıştır. Yeter söz milletin ifadesini ilk kez Adnan Menderes kullanmıştır. Menderes dendiğinde yüreğimiz hep cız etmedi mi? İlk kez Menderes’e karşı başımız dik kaldı, benim içim rahatladı.”

“DARBE GİRİŞİMİNE İSTANBUL’DA ŞAHİT OLDUM”

Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş, askeri darbe girişimi esnasında İstanbul’da olduğunu ifade ederek gördüğü manzarayı şu sözlerle ifade etti; “Ankara’da gözü dönmüş caniler meclise bomba attılar. İstanbul a bizim şahit olduğumuz olay Boğaz köprüsüne tankla ateş edilmesiydi. Bir sapanla taş atımı mesafesinde tankla ateş edildi. Ellerini kaldırmış yürüyen insana ateş edip şehit ettiler. 246 şehidimiz 2000’in üzerinde de gazimiz var. Bunların hiç birinin kanı da yerde kalmayacak. Böyle bir milleti bu kadar hassas hale getirip bunları yaşatanların yanına kalmaz.  15 Temmuz akşamı işte bu yüce Türk Milleti, Seyit onbaşı’nın torunları hürriyetine bağımsızlığına, demokrasiye sahip çıktı. Geleceğine hepsinden önemlisi de değerlerine sahip çıktı. Okunan Sela’lara karşı çıkanlar oldu, o selalar bunların cenazeleri için okundu. Onlar bunu bildikleri için bunun aleyhinde yazılar yazdırdılar. Bunların sonu artık geldi.

“PARTİ, MEZHEP AYIRMAKSIZIN BİRLİK VE BERABERLİKLE”

“Bundan sonra bizim üzerimize düşen; millet olarak bu birlik ve beraberliği, partisi yok, mezhebi yok, bugün nasıl Çanakkale’de bu hissiyat var ise; Urfa’da, Antep’de, Ankara’da da aynı hissiyat var. Allah’ın izniyle bu birlik ve beraberlikle Türkiye yol almaya devam edecek. Bize düşen daha fazla çalışmaktır. Bunlar bizim geleceğimize, değerlerimize, demokrasimize kast ettiler. Türkiye bir istikrar yakalamıştı, yatırımları ile kazanımları ile Dünya’nın dikkatini çekiyordu. Aslında bunlar hep operasyon çektiler bu millete. Çözüm sürecinde Robowski de bunlar yaptılar göreceksiniz.”

“Bu kalkışmanın yaralarını bir an önce sarabilmek için çok çalışmalıyız, daha fazla gayret göstermeliyiz. Ve birbirimize bundan sonra daha fazla sarılacağız. Farklı düşünebiliriz, farklı inanabiliriz, Farklı partilerimiz olabilir, farklı mezheplerimiz olabilir ama nasıl 15 Temmuz akşamı nasıl bir ve beraber olduysak işte Türk Milleti budur. İnşallah bu kararlılıkla birlikte devam edeceğiz. “

UMUT EDİYORUM: KANDIRILANLAR GERÇEĞİ GÖRMÜŞ OLSUN

Umut ediyorum ki; yıllarca bunların kandırdığı sömürdüğü insanlar gerçekleri görmüş olsunlar. Ben sadece onlara üzülürüm, başkasına üzülebilecek bir şey yok. Ticaretini yapıp yıllarca sömürenler hele hele o akşam bu millete silah doğrultanlara üzülebilir miyiz? Ama hala bunların peşinde giden varsa; ben onların nasıl taktik izlediklerini iyi biliyorum; o insanları, o inanma ihtiyacı hisseden insanları sömüren Feto denen alçağı peygamberleştiren bir eğitim metodundan geçiriyorlar bu insanları. Etrafımızda bu kandırılmış insanlar olabilir, bu mesajımızı da onlara ileteceğiz. İnşallah o insanları da onların penesinden kurtaracağız. Bize düşen de yakışanda budur. Ama en ufak ihanet içerisinde olan herkes bunun hesabını da sonuna kadar verecek” dedi.