ÇTSO’dan 2023 yılının son meclis toplantısı gerçekleştirildi. Aralık Ayı olağan Meclis toplantısının açılış konuşmasını yapan ÇTSO Meclis Başkanı Osman Okyay; 2023 yılı ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede; “2023, Türkiye için iniş çıkışlarla dolu bir yıl oldu. Yıla, Cumhuriyetin 100. Yaşını kutlayacak olmanın heyecanıyla başladık. Ama hemen yılın ikinci ayında yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle büyük acıyla sarsıldık. İnsanlarımızı kaybettik, yuvalar yıkıldı. İnsanlar evsiz, işsiz kaldı. Pek çok kişi yaşadığı şehirden ayrılarak, yakın ya da uzak başka yerleşim yerlerine taşındı. Tüm Türkiye tek yürek olarak bu yaraları sarmaya ve depremzedelere acılarını unutturmaya koştu. Tabii böyle büyük bir afet karşısında ortaya çıkan derin tablonun izleri, birkaç ayda silinecek cinsten değil. Dolayısıyla bölgeyi, insanlarımızı, oradaki acıları unutmadan, her daim hafızamızda canlı tutarak, hep birlikte bölgeyi kalkındırmak için çalışmak zorundayız. Öte yandan bu yıl Türkiye önemli bir seçim süreci de yaşadı. Mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri yapıldı. Seçim öncesi ve seçim sonrasına ilişkin pek çok beklenti vardı ortalıkta. Ancak seçim sonrası en önemli gerçekleşme, yeni bir ekonomi yönetiminin iş başına gelmesi oldu. Bu alanda deneyimli bir isim olan Mehmet Şimşek’in yönetiminde, yeni bir ekonomi kadrosu ile birlikte Türkiye’nin ekonomi yönetiminde önemli bir dönemeç yaşandı” dedi.
“YENİ EKONOMİ YÖNETİMİ ENFLASYONLA MÜCADELE YOLUNU SEÇTİ”
Ekonomi yönetimin bşaına getirilen Mehmet Şimşek ve ekibi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Osman Okyay; “Bildiğiniz gibi Mehmet Şimşek ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Hafize Gaye Erkan, enflasyonla mücadele yolunu seçti. TCMB, 750 baz puan faiz artışı kararı alınan Ağustos toplantısıyla beraber sıkılaşmada agresif adımlar atmaya başladı, Eylül ve Ekim aylarında da politika faizini 500’er baz puan artırdı. Kasım ayında da piyasa beklentilerinin üzerindeki 500 baz puanlık bir artışla politika faizi yüzde 40 seviyesine çıkarıldı. Bu yeni politikanın getireceklerini götüreceklerini şimdi hep beraber yaşayıp göreceğiz. Tüm bunlar gerçekleşirken ekonomik büyüme de bir yandan devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde üçüncü çeyrek büyüme verisi açıklandı. Türkiye ekonomisi, bu çeyrek dönemde beklentilerin üzerinde yüzde 5,9 büyüme kaydetti. Bu veri, ekonomimizin, Kovid-19 salgını tedbirlerinin uygulandığı 2020 yılının ikinci çeyreğinden sonra üst üste 13 çeyrektir büyümekte olduğunu gösteriyor” dedi.
“TARIM SEKTÖRÜNÜN SADECE YÜZDE 0.3 BÜYÜMÜŞ OLMASI.. DÜŞÜNDÜRÜCÜ..”
İnşaat ve sanayi sektörlerinde büyüme sürerken Tarım sektöründe büyümenin yüzde 0,3’de kalmasına dikkat çeken Osman Okyay; “Sektörel olarak bakıldığında, yılın üçüncü çeyreğinde inşaat ve sanayinin büyüme performansında öne çıktığı görüldü. İnşaat dahil hizmetler sektörü yüzde 5,2 oranında, sanayi sektörü ise yüzde 5,7 oranında büyümüş durumda. Sanayi açısından bu tablo bir önceki çeyrekle karşılaştırıldığında biraz daha iyi. Ancak tarım sektörünün sadece yüzde 0.3 büyümüş olması, bu sektörün geleceği ve insanların gıda ihtiyacının karşılanması açısından bakıldığında düşündürücü. Genel itibarıyla çeyreklik büyüme oranlarına baktığımız zaman, aslında son dönemde ekonomide sert bir yavaşlama olduğunu söylemek mümkün. Milli gelir 3. çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 oranında, aslında oldukça sınırlı bir büyüme sergilemiş durumda… Bu veriler ışığında 2023 yılını yine de ortalama yüzde 4,5 oranında büyümeyle kapatacağız gibi görünüyor. Kendi ekonomik dinamiklerimiz bir yana dünya ekonomisinin olumsuz etkilerini de yaşıyoruz maalesef. Dünya ekonomisi resesyonda mı, resesyona girer mi tartışmalarının sonu gelmiyor. Şimdi Orta Doğu'daki savaşın genişlemesinin dünya ekonomisini resesyona sokabileceğine dair görüşler var. Biraz daha yakına, Türkiye ekonomisi ve ihracatımız için çok önemli olan Euro Bölgesi’ne bakacak olursak tam bir durgunluk yaşanıyor. Büyüme sıfır civarında. Dördüncü çeyrekte de küçülme bekleniyor. Avrupa'da derin yapısal sorunlar var ve bunlar devam edecek. 2024'ün çok zor geçeceği kesin gibi... Bunun da Türkiye ekonomisi üzerinde mutlaka etkileri olacaktır” dedi.
“BİZİM EN ÖNEMLİ MESELEMİZ, ENFLASYONU KONTROL ALTINA ALMAK”
Enflasyonla mücadeleyi desteklediğini gerekirse ülke büyümesinden feragat edilebileceğine dikkat çeken Osman Okyay; “Ben şahsen ekonomik dengelerin yerli yerine oturtulması adına büyümeden bir nebze feragat edilebileceği kanısındayım. Çünkü bugünkü gündemde bizim en önemli meselemiz, enflasyonu kontrol altına almak… Bunun için de maalesef talebi bir miktar kısmak şart! Bu noktada Merkez Bankası öngörüsü, yıllık enflasyonun 2024 Mayıs ayında yüzde 70'in biraz üzerinde zirve yaptıktan sonra yılsonunda yüzde 36'ya gerilemesi. Yeni ekonomi yönetimimiz inşallah attıkları adımlarda başarılı olurlar ve ülkemizin bu kronik sorununa bir çözüm getirebilirler” dedi.