Geçtiğimiz hafta 18 saat boyunca gözaltına alınan, sonrasında da serbest bırakılan Çan Belediye Başkanı Bülent Öz, sosyal medyadan şok açıklamalarda bulundu. AKP’li yöneticilerin yazışmalarıyla kamuoyuna yansıyan Kömür Skandalı olayının hemen ardından gözaltına alındıklarına dikkat çeken Bülent Öz; “Yolsuzlukları müfettişler ve mahkeme kararıyla tescillenen AKP’li Başkanlar serbest, haklarında işlem başlatılmıyor; suçumuz CHP’li Belediye başkanı olmak mı” tepkisini gösterdi.

“13 MAYISTA İSTENEN EVRAKLARI VERDİK; ARAMA, GÖZALTI KARARI ÇIKMADI..”

CHP’li Çan Belediye Başkanı önceden duyurduğu ve algı operasyonlarına karşı yapacağı açıklamayı sosyal medya hesabında paylaştığı video ile yaptı. İddialar ve gözaltına alınmalarının ardından serbest bırakılma süreçlerine kadar yaşananları anlatan Bülent Öz; “13 Mayıs 2022 tarihinde savcılık talebiyle bazı belediye çalışanlarımız ile birkaç esnafımız Ö.E isimli şahsın iddiaları üzerine adliyeye davet edilmiş, bilgilerine başvurulmuştur. Aradan zaman geçtikten sonra adli makamlar evrak talep etmiş; istenen evraklar hızla sunulmuştur. Bu süreçte iddialara istinaden ifadeler değerlendirilmiş ve şahsım ile hiçbir arkadaşımız için arama ve gözaltı kararı çıkmamıştır” dedi.

“AKP’Lİ YÖNETİCİNİN KÖMÜR SKANDALI SONRASI GÖZALTINA ALINDIK”

AK Partililerin yaptığı paylaşması sonrasında Çanakkale’de bir numaralı gündem “AK Partili bir yöneticinin 30 bin ton kömür, kokain ve seks partileri” olmuştu. İddiayı ortaya AK Partili kişi daha sonra bu paylaşımlarını silseler de CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural yazışmaların görselini kişisel hesabında paylaştı. Bülent Ö soruşturma dahi açılmayan akıl almaz iddialara dikkat çekerek; “Derken 29 Mayıs 2022 tarihinde çok enteresan bir şey olmuştur. İddiaya göre Çan Türkiye Kömür İşletmelerinde bir AKP İl Yöneticisinin adının karıştığı kömür skandalı patlak vermiştir. Kamuoyunun konuştuğu bir siyasi danışmanın da bulunduğu iddia edilen bu skandalda AKP’li bir kişinin devletin 30 bin ton kömür menfaat elde ettiği basına yansımıştır. Basına düşmeden bu kömür yolsuzluğu ile ilgili iddialar bir sosyal medya hesabından ifşa edilmiştir. Daha sonra bu yazışmalar o gece sosyal medyadan kaldırılmıştır. Soruyorum; yazışmalar burada. Bu yazışmalar yayınlanıyor, sonrasında neden hemen kaldırılmıştır. Çanda kömür ile ilgili bu büyük yolsuzluk iddiasının hemen ardından 3 hafta önce arama ve gözaltı için herhangi bir gerekçe yokken, dosya içeriği değişmemişken; ifadeye çağrıldığımda pekâlâ gidebilecekken 3 hafta sonrasında sabahın 6.45’inde çocuğumun ve eşimin yanında gözaltına alınmamı kamuoyunun vicdanına bırakıyorum” ifadelerini kullandı.

“DAVA BİTMİŞ, HÜKÜM VERİLMİŞ GİBİ YARGISIZ İNFAZA BAŞLADILAR”

Gözaltına alınma süreci ile AKP’lilerin bir başka AK Partili ve İl Yönetim Kurulu üyesine yaptığı şok paylaşımlar arasında ilgi olduğunu ima eden Bülent Öz; “Acaba burada dikkatler başka tarafa mı çekilmek istenmiştir? Bu bir gündem saptırma değil de nedir? Kömür yolsuzluğunu kapatma adına gündem mi değiştirilmiştir? 3 hafta da ne değişti? Yoksa siyasi bir güç baskı mı yapmıştır? Tekrar ifade ediyorum; ilk süreçte tanıklar dinlendi. Sonrasında şahsımla ilgili gözaltı kararına gerek duyulmamıştır. Konuyla ilgili evraklar teslim edilmiştir. Sonuçta bilirkişi daha bu evrakları incelememişken; sanki dava bitmiş ve hüküm verilmişcesine yargısız infaza başlanmıştır. Ve vakit kaybetmeden belli basın organlarıyla itibar suikastlığına, haysiyet cellâtlığına ve kirli algı operasyonlarına bir yenisi daha eklenmiştir. Dikkat ettiğinizde göreceksiniz ki bu tip haberleri yapanlar hep aynı sözde basın. İğrenç yöntemleri aynıdır, kirli iftira kampanyaları aynıdır, linç etme usulleri aynıdır. Tek dertleri kişileri akıllarınca itibarsızlaştırmaktır. Yani sonuçta; bazı eller siyasi algı operasyonu, sözde basın ise tetikçilik yapmaktadır” dedi.

“KAFANA GÖRE İHALE HESAPLAMASI YAPAMAZSINIZ”

Ö.E isimli şahsın ihale karşılığı ev iddialarına da yanıt veren Bülent Öz; “Hakkımızdaki iftiralara karşılık gerçekleri de tekrar paylaşmak istiyorum. Sözde basına göre; temizlik ihalesine karşılık iki daire verilmiş ve tadilatla bu iki daire sözde birleştirilmiş. Bu doğru değildir. Tapu kayıtlarından iki dairenin olmadığı zaten ortadadır. İhale karşılığı ev alındığı, verildiği falan yoktur. İhale evrakları ve ihale süreci incelendiğinde bunlar ortaya çıkacaktır.  Bu sözü gecen ihalemizin yaklaşık maliyetini hesaplarken Çevre Şehircilik ve İklimlendirme Bakanlığı Yüksek Fen Kurulu başkanlığının açıkladığı ve kabul ettiği verilere göre hesaplanır. Bu verilere ve bu mevzuata göre hesaplamak zorundasın, kafana göre hesaplayamazsın. O sebeple yüksek maliyet çıkması mümkün değildir. Dolayısıyla sanki yüksek rakamla ihale edilmiş de, bunun karşılığında firmadan ev alınmış gibi gösterilmek istenmesi doğru değildir. Kaldı ki iddialarda adı geçen firmadan belirlenen yaklaşık maliyet hesaplarının dahi altında hizmet alınmış, kamunun menfaati korunmuştur. İhale evrakları incelendiğinde bu net ortaya çıkacaktır. Bir başka iddia ise; Kosova gezisinin masraflarının belediyeden karşılandığı iddiasıdır. Yurt dışına yapılacak gezi masraflarının belediye bütçesinden karşılanması için meclis kararı şarttır. Oysa Kosova ile ilgili alınmış bir meclis kararı yoktur. Kosova seyahati özel bir gezi olup; dolayısıyla Belediyenin bütçesinden bir kuruş harcanmamış, menfaat sağlanmamıştır. Meclisten geçen Romanya gezisidir. Sonrasında bu gezi iptal edildiği için; bir masraf kalemi çıkmamıştır. Whatsapp yazışmalarının hiçbir hukuki karşılığı olmadığı gibi bunlarda doğru değildir” ifadelerini kullandı.

“İFTİRA ATTIĞINI BİZZAT KENDİSİ KABUL ETMİŞTİR!”

Ö.E isimli şahsın bazı iddialarını değiştirdiğine dikkat çeken Bülent Öz; “Bir başka kirli algı operasyonu; top, giyim, tadilat gibi şeylerin belediyeye fatura edildiğidir. Bununla ilgili de belediyeden bir kuruş fatura dahi kesilmemiştir. Belediyeden menfaat sağlanmamıştır. Kaldı ki sürecin başında şahsi harcamaların belediyeye fatura edildiğini söyleyen kişi; dün de hatta bugünde hiçbir harcamanın belediyeye fatura edilmediğini hem basın da hem de kendi sosyal medyasında açıkladığını gördük. Yani önce şahsi harcamaların belediyeye faturalandırıldığını söyleyen kişi; şimdi fatura edilmediğini söyleyerek kendi iddiaları ile çelişmiştir. Onlarda burada; kendi sosyal medya hesabından ve basında çıkan haberleri ile. Yani iftira attığını bizzat kendisi kabul etmiştir. Tekrar vurguluyorum ki; evraklarımız incelendiğinde doğrular bir kez daha ortaya çıkacak ve görülecektir. Onun bu mesnetsiz ve saçma sapan iddiaları yüzünden ben ve müdürlerim, sabahın köründe çocuklarımızın, eşlerimizin yanında gözaltına alındık” dedi.

“BENDEN 1 MİLYON LİRA İSTEDİ, ŞANTAJ YAPTI”

Aynı zamanda kuzeni olan Ö.E’nin kendisinin adını kullanarak ihaleleri almaya çalıştığını, buna izin vermediğini belirten Bülent Öz aynı zamanda söz konusu şahıs tarafından şantaja maruz kaldığını açıkladı. Öz konuyla ilgili olarak;  “Ancak yarım bıraktığı işleri bitirilmiş gibi gösterilmesini isteyen; ismimi kullanarak ihalelerin kendisine verilmesini talep eden malum kişi; hiçbir menfaat sağlayamayacağını anlayınca, elinde belgeler olduğunu ve bunları savcılığa vereceğini belirterek benden 1 milyon TL istemiş, şantaj yapmıştır. Tanığım da vardır. İddialarına karşılık elindeki belgelerin hiçbir hukuki geçerliliği olmadığı ortadadır. Belediyeden alacağını alamadığı için iflas ettiğini söyleyen kişi; başka bir şehirde 1,5 milyon TL parasını alamadığından, kestiği hatır çeklerinden, ekonomik darlık çektiğini neden kamuoyundan saklamaktadır? Oysa bu durumunu yakın çevresi çok iyi bilmektedir. Tekrar söylüyorum; malum kişi belediyeye yaptığı işlerin parasının tamamını almıştır” dedi.

“İFLAS ETTİM DİYORDU; TEKNE ALDI!”

Ö.E isimli şahsın kendisi ve Belediye çalışanlarına yönelik suç duyurusu sonrasında bazı kamu kurumlarından iş aldığını ifade eden Bülent Öz; “Tam bu süreçte ne ilginçtir ki; bana iftira atan bu kişinin bazı kurumlardan iş aldığı iddiaları ortaya atılmaktadır. Bu da aklımıza bazı soru işaretleri getirmektedir. Bunlar iddiadır; yakında göreceğiz. İşlerini de belli ki düzeltmiş; aldığı iddia edilen işlerin neticesinde teknesini Küçükkuyu Limanına çekmiştir. Bu tekneyi 3-4 gün önce almıştır; teknenin fiyatı 1 milyon liraya yakındır” açıklamasında bulundu.

“6 MİLYON KAMU ZARARI ORTADA.. YARGILAMA İZNİ VERİLMEDİ”

Önceki dönem AK Partili Belediye Başkanı Abdurrahman Kuzu’yu ismini anmadan hatırlatan Bülent Öz, kendilerinin bir takım ifadelerle gözaltına alınırken Abdurrahman Kuzu’nun 6 milyon TL’lik kamu zararının kesinleşmiş olmasına rağmen hakkında soruşturma başlatılmadığına dikkat çekti. Öz; “Biz bugüne kadar usulsüzlüklerin peşine düştük, ortaya çıkan kamu zararları için davalarımızı açtık. Size iki çarpıcı örnek vermek istiyorum; bunlardan ilki bir önceki dönemde, 2018 yılında Termal Otel satış ihalesinde hem müfettiş hem mahkeme tespitiyle toplamda 6 milyon TL’yi bulan kamu zararı tespit edilmiştir. Müfettiş raporu var; mahkemede bunu tespit etmiştir. 6 Milyon TL zarar hem müfettiş hem de mahkeme kararıyla tespit edilmiştir. Eski parayla 6 Trilyon lira Çan halkına zarar verilmiştir. Üstelik bu rakam 2018 yılının rakamlarıdır. Biz davamızı açtık ancak maalesef İçişleri Bakanlığı soruşturma izni vermemiştir. İçişleri Bakanlığı mahkemece tespit edilmiş, müfettiş raporuyla tespit edilen 6 milyon liralık kamu zararı için soruşturma izni vermemiştir. Neden vermiyor bunu sormak istiyorum dedi.

“3 YILDIR YARGILANMAYAN AKP’Lİ UMURBEY BELEDİYE BAŞKANI”

Umurbey Belediye Başkanı Sami Yavaş’ın da ismini anmadan yargılanmadığına dikkat çeken Bülent Öz; “Biz böyle bir zarara yol açsaydık bizleri sokaklarda gezdirmezlerdi” ifadelerini kullanması dikkat çekti. Öz; “Bu 6 milyon TL kamu zararı bizim dönemimizde olsa; bizi sokakta gezdirmezlerdi. Oysa bugün ortada bizimle ilgili bir şey yokken; bilirkişi yokken; malum süreçle ilgili beni ve iki müdürümüzü sabah 06.45’de eşlerimizin ve çocuklarımızın yanından gözaltına aldırabiliyorlar. Hatta bir müdürümüzün yeni doğum yapmış eşi, kucağında bebesinin yanında gözaltına aldırdılar. Soruyorum; suçumuz CHP’li Belediye başkanı olmak mı? CHP’li belediye olmak mı? Bir örnek daha vermek istiyorum; hakkında usulsüzlük, görevi kötüye kullanma, zimmet ve sahte fatura gibi suçlamalar bulunan Umurbey Belediyesinin AKP’li eski belediye başkanı hakkında iddiaların ortaya çıkmasından bu yana 3 yıl geçti. 3 yıl boyunca elini kolunu sallayarak gezdi, halen gezmeye de devam ediyor. Dokunulmaz olmasının sebebi AKP’li olması mıdır? Sıra bize geldiğinde mesnetsiz iddialar karşısında gözaltına alınmamızın sebebi tekrar söylüyorum CHP’li olmamız mıdır? Bu iki örnekte olduğu gibi; bilirkişi raporları ile tespit edilmişken eski AKP’li başkanlara neden soruşturma izni verilmiyor? İçişleri Bakanlığının soruşturma izni vermediğin kâğıdı elimizde” dedi.

“TEHDİTLE GEÇİNMEYE ÇALIŞANLARA FIRSAT VERMEDİK”

Bazı basın mensupları ile kişilerin kendilerini tehdit ederek karşılığında belediye kaynaklarından faydalanmak istediklerini, bu sebeple tehditlere maruz kaldıklarını ama bu basın mensupları ve kişilere fırsat vermediklerini söyleyen Bülent Öz; “Elbette sadece bu iki örnek yok; Çanakkale ve Türkiye genelinde çok daha fazla örnekler var. Bu bize yapılan siyasi bir operasyondur. Biz bu iftiraların ve algı oyunlarının sebebini biliyoruz. Bunlar kaybedilen yerel seçimlerin hazımsızlığıdır, halkın iradesine maalesef saygısızlık devam etmektedir. Bizler dün olduğu gibi bugünde kurumları temsil eden, insanları baskı ile sindirmeye çalışanlara karşı durduk. Tehdit ile geçim sağlamaya çalışanlara fırsat vermedik. Çan’ımızda var; tehdit ediyorlar, kazançlarını böyle sağlamak istiyorlar. Karşılığını alamayınca sosyal medyadan yazıyorlar. Çıktığımız bu yolda; haksızlığa ve yolsuzluğa hiçbir zaman prim vermedik. Rant teklifleri ile gelenleri red ettik. İtibar cellatları, bizleri kararlayarak kendi yolsuzluklarını aklayamazlar. İnanıyoruz ki; adalet ergeç tecelli edecektir. Sonuçta; bizlerin belediyeden menfaat elde etmediğimiz görülecektir. Belgeler doğruluğumuzu ortaya koyacaktır. Bizim alnımız açıktır. Seçimden sonra söylediğim sözü bir kez daha tekrar etmek istiyorum; ‘Halkımızdan aldığımız desteği boşa çıkartmayacağız dedim. Aldığımız oyları haram etmeyeceğiz dedim, helal kılacağız dedim. Buna devam edeceğiz. Alnımız açıktır; yargılanmak da bu dönemin şanındandır diyelim. İşimiz Çan diyoruz ve çalışmaya devam ediyoruz” dedi.