Tarihler 21 Haziran 1945 tarihini gösteriyordu. Çanakkale acı bir haberle sarsıldı. Çanakkale’nin yetiştirdiği sporculardan futbolcu Şemsi Helvacıoğlu yaşamını yitirdi.  Şemsi 1928 yılında Çanakkale’de doğdu. Sporun her dalına yatkın bir fiziğe sahipti. Futbolun Türkiye’de yeni yeni gelişme gösterdiği sırada atletizm yanında futbol oynamaya başladı. Maçlarda attığı çalımlar ve güzel goller ile izleyenleri adeta mest ediyor ve her seferinde bir sonraki maçta Şemsi’yi izleyebilmek için seyirciler gün sayıyordu.

Şemsi Helvacıoğlu, aynı zamanda zeki bir insandı. Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” sözüne tam manasıyla uyan bir gençti. İlk ve ortaokulu Çanakkale’de bitirdikten sonra eğitimini devam etmek üzere İstanbul’a gitti. İstanbul Hayriye Lisesi’nde öğrenime başladı. Çanakkaleliler bir taraftan onu seyredememenin üzüntüsünü yaşarken bir taraftan da hem eğitim hem de spor yaşamında başarılı olacağına inanıyorlardı.

Şemsi Çanakkale’de herkesin yakından tanıdığı, iyi huyu, vefakârlığı ve spor alanındaki üstün yeteneği ile kendisini herkese sevdirmesini bilmişti. Ölüm haberi duyulunca neredeyse bütün Çanakkale’ye bir hüzün çöktü. Şemsi Helvacıoğlu sevgisi, cenaze törenindeki kalabalık ve hüzne yansımıştı. Cenaze törenine bütün Çanakkale gençliği ve büyük bir halk kitlesi katıldı. Halkevi Başkanı Halil Dilmaç, Şemsi’nin cenazesi başında söylediği sözlerle, Şemsi’nin kıymetini ve memleket gençliğinin ona sevgisini dile getirdi. O gün denilebilir ki, her evde ve her gönülde bir matem ve bir elem havası esmekteydi. Çünkü Şemsi’yi tanıyıp da sevmemek, onun temiz ruhunu, spor alanında memleket adına ve şerefine harekete geçirdiği büyük enerjisini takdir etmemek kabil değildi.

Şemsi Helvacıoğlu, bir taraftan lise eğitimine devam ederken, diğer taraftan da memleketin gençliğinin neler yapabileceğini her yerde gösteriyordu. Çanakkale’nin yetiştirdiği bu genç futbolcu Çanakkale’yi ve ülkemizi gittiği yerlerde başarı ile temsil etmişti. Çanakkale’de, Balıkesir’de, İstanbul’da, Bursa’da, Yunanistan’da ve birçok yerde oynadığı oyun ve attığı gollerle izleyenleri kendisine hayran bırakmıştı.

Edirne karması ile İzmir’de yapılan karmalar arası maçlarında oynamış şerefli başarılar elde etmiş ve yurtdışında Türkiye’yi temsil etmek üzere genç milli takıma (Türkiye Genç Muhtelit Takımına) seçilmiş ve Yunanistan’a karşı forma giymişti.

Şemsi Helvacıoğlu’nun kardeşi de iyi bir futbolcuydu. Ne hazindi ki, Şemsi’nin kardeşi Şahap da ondan iki yıl önce bir kontak sonucunda hayata gözlerini yummuştu. Şahap da ahlak ve spor alanında Şemsi ile aynı kıymete ve yeteneğe sahipti. Gerek Şahap’ın gerekse Şemsi’nin ölümü Çanakkale için ve Çanakkale futbol tarihi için hazin birer kayıp olmuştu. Bu temiz iki genç kardeşin yerlerini doldurmak Çanakkale için uzun zaman mümkün olmayacaktı. O nedenle Çanakkale spor ve futbol camiası 1945 yılı Haziran ayında büyük bir teessür içerisindeydi.

Çanakkale Türkgücü Kulübü’nün kurucularından ve ilk başkanı olan Cevdet (Tanyel) Bey, bu iki genç kardeşlerin hayat hikâyeleri ve futboldaki yetenek ve başarılarını kaleme almaya karar vermişti. Tanyel, bu iki kardeş hakkında kendisinin bildikleri yanında okul arkadaşlarından elde edebileceğini umduğu bilgileri de içeren Şemsi ve Şahap adına bir risale (küçük kitap) çıkarma emelinde olduğunu belirtmişti. Cevdet Tanyel’in Çanakkale’nin yetiştirdiği bu iki başarılı kardeş futbolcu hakkında hazırlamaydı düşündüğü risaleyi çıkarıp çıkarmadığını maalesef bilmiyoruz.

Cevdet Tanyel, bu kitabı yazabilmek için Şemsi ve Şahap Helvacıoğlu kardeşlerin arkadaşlarının kendisine yardım edeceğinden emin olduğunu belirtirken, Çanakkale Halkevi ve Çanakkale Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü’nün de bu gençler adına Halkevi’nde birer gece yaparak hatıralarını anlatmalarının çok yerinde olacağını düşünmekteydi. Ama Çanakkale Halkevi’nin Şemsi ve Şahap için bir toplantı yaptığı hakkında maalesef bir bilgiye ulaşamadık.

Aradan yetmiş yıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” sözünü kendilerine şiar edinen bu iki kardeş futbolcuyu belki hatırlayan kimse kalmamış olabilir ama hiç olmazsa bu yazı ile Çanakkale, genç yaşta hayatını kaybeden Şahap ve Şemsi’nin ismini öğrenmiş olacak ve belki de umarım hatırlayanlar da çıkacaktır. Bu iki genç futbolcu Şahap ve Şemsi’nin hatıraları önünde hürmetle eğilirim, ruhları şad olsun.