MÜSİAD Çanakkale Şube Başkanı Ali Osman Yıldız, Türkiye’nin ekonomisinin dinamizm ve büyümenin itici motoru KOBİ’lerin üzerinde büyüyeceğini söyleyerek: “Bu da teminat ve teşvik mekanizmalarının (inovasyon) ve özel sanayi bölgelerinin geliştirilmesi ile gerçekleşecek. Bu kapsamda, yeni bir kanunla gayrimenkul ve benzeri hakların tesliminde KDV istisnası düzenlenmesi, gayrimenkul sektöründen verginin tamamen çıkarılması adaletli olacaktır. Ayrıca yeni kanun değişikliği ile beraber devreden KDV’nin iade edilmesini yeni düzenlemede bekliyoruz” dedi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Çanakkale Şube Başkanı Ali Osman Yıldız, Ülkemizin en büyük sorunlarından birinin cari açık olduğunun aşikâr olduğunu belirterek: ”Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yaptığı araştırmaya göre, 2015 yılında ülke ihracatının yüzde 55,1'nin, ithalatın da yüzde 37,7'inin KOBİ'ler tarafından yapılmakta. Bu da KOBİ'lerin ülkemizin ödemeler dengesine cari fazla olarak katkı verdiğini gösteriyor. KOBİ'ler daha fazla ihraç edip daha az ithal ediyorlar. Diğer bir deyişle KOBİ'lerimiz cari fazla vermiş ve büyük işletmelerin de cari açığa olumsuz etkilerini sınırlamışlar.
Yine KOBİ’lerin istihdamın %73,5’ini, maaş ve ücretlerin %54,1’ini, cironun %62’sini, faktör maliyetiyle katma değerin (FMKD) %53,5’ini ve maddi mallara ilişkin brüt yatırımın ise %55’ini oluşturmakla Türkiye ekonomisindeki dinamizm ve büyümenin itici motoru olduğunu görüyoruz. İşte reel ekonominin lokomotifi olan KOBİ’lerin ülkemizin ekonomik büyümesindeki payını ve etkinliğini arttırmak için tüm imkânların seferber edilmesi gerekir. Böylece KOBİ’lerimiz daha fazla İmalat (üretim), Yatırım ve İhracat yapma imkânına sahip olabileceklerdir” dedi.
Yıldız önerileri şu şekilde sıraladı:
“YÜKSEK VERGİ ORANI ADALETSİZLİKLERE NEDEN OLUYOR”
Genel Başkan Kaan bu kapsamda, yeni kanunda gayrimenkul ve benzeri hakların tesliminde KDV istisnasının düzenlenmesi gerektiğini ifade etti ve “Hâlihazırda gerçek kişilerin bilanço kapsamında olmayan gayrimenkullerinin teslimi vergiden istisnadır. Bilanço dâhilinde olanların da önemli bir kısmı 2 yıllık süre sonunda istisna hakkı kazanmaktadır. Konut niteliğindeki gayrimenkullerin önemli bölümü de % 1 gibi çok düşük bir oranla vergilendirilmekte iken, geriye kalan işyerleri ile arsaların vergilendirilmesinin % 8-18 gibi çok yüksek bir oranla vergilendirilmesi adaletsizlik ve dengesizliklere sebep olmaktadır. Üstelik bu tip gayrimenkullerin nihai tüketici olmayan kurumlara satılacağı ve bunların da ödedikleri vergiyi uzun sürecek bir inşaat sürecinin bitiminden sonra geri alabilecekleri düşünüldüğünde, gayrimenkul sektöründen verginin tamamen çıkarılması adaletli olacaktır. Örneğin; İngiltere ve Almanya’da bazı özel durumlar hariç ticari gayrimenkullerin tesliminde KDV oranı %0’dır.
Gayrimenkullerin KDV’ye tabi olmaması sistemin sağlamlığı için de gereklidir. KDV doğrudan tüketiciye faturayla satılabilecek, otomotivden, yiyecek, giyecek, ev eşyaları gibi mallar yanında, seyahat, turizm, eğitim, servis gibi hizmetleri ile sınırlı olmalı, ticari hayatın sonuç rakamlarıyla doğrudan ilgisi olmayan sermaye malı ve finans gibi hizmetlerin KDV devrini artırıcı etkileri azaltılmalı veya kaldırılmalı, KDV’nin mükellefe geri dönüşümü çok hızlandırılmalıdır. Bu konular için KDV ödemek zaten finansman ihtiyacı çeken KOBİ’ler için büyük külfettir. Sonuç olarak, gayrimenkul sektörü tamamen istisna edilmelidir.
Ayrıca yeni kanun değişikliği ile beraber devreden KDV’nin iade edilmesini bekliyoruz. İşletmelerin sahip oldukları büyük hacimli stoklar bünyesinde önemli miktarda katma değer vergisini de işletmeye yüklemekte, çok ciddi rakamlar devreden KDV olarak uzun yıllar mükellefin üzerinde finansal yük olarak kalmaktadır. Avrupa ülkelerinin hemen hemen hepsinde ülkelerinde düzenli olarak aylık veya 3 aylık periyotlarda mükellefe iade edilen devreden KDV’nin ülkemizde, sadece istisna, tevkifatlı ve indirimli oranlar sebebiyle kısmen ödenmesi KDV sistemini mükellef için bir mağduriyet getirmektedir.
“YENİ DÜZENLEMEDE KDV İADESİ YER ALMALI”
İlaveten İnşaat yatırımlarındaki KDV’nin iade edilmesinin yeni düzenlemede yer almasını istiyoruz. İşletmelerin sermaye yatırımı olarak yaptırdıkları fabrika binaların yapımında ödenen katma değer vergisi çok büyük rakamlara ulaşmakta bunların eritilmesi piyasaya yeni girmiş şirketler için uzun sürebilecek ticari kar elde etme sürecinin sonuna ertelenmektedir. İnşaat sebebiyle devreden KDV stokunda meydana gelen artışın, inşaatı yaptıran şirkete nakden veya hesaben öncelikli sektör olarak iade edilmesi gerekir. İnşaat sektörü ekonominin lokomotif sektörlerinden biridir. Ülkemizde yeni ve kaliteli inşaat stokunun üçte birine dahi ulaşılmış değildir. Yenilenip tamamlanması gereken bütün işyeri ve konut ihtiyacının karşılanmasında, malzeme imalatçılarına kadar bu sektörün çok hızlı bir iş ve sermaye döngüsüne ihtiyaç vardır. İnşaat sektörüne bağlanan KDV’lerin indirim ve iadesindeki gecikmeler aynı zamanda KDV’siz teslimleri de yaygınlaştırmaktadır. İnşaat sektöründen alınan devreden KDV kredisi sadece sektörü değil, Türkiye’yi küçültmektedir. 10 yılda tamamlanabilecek yenilenmiş Türkiye, 15-20 yıla uzayabilecektir” şeklinde konuştu.