thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:



"En Kötü Dönem; Laçiner Dönemidir"

Tarih: 21-01-2015 09:40:06 Güncelleme: 21-01-2015 10:20:06 + -


ÇOMÜ rektör adaylarından Prof.Dr. Hamit Er basın mensuplarıyla bir araya gelerek adaylık açıklamasını yeniledi. 2015-2019 arasında dönem için ÇOMÜ Rektörlüğüne talip olduğunu belirten Prof.Dr. Hamit Er’in sloganı ise “Yeni Türkiye, Yeni ÇOMÜ” oldu. Er açıklamalarında üç rektör döneminde ÇOMÜ'de görev aldığını ve bu sürede en kötü dönemin Laçiner Dönemi olduğunu belirtti.



Çanakkale Otel’de düzenlediği basın toplantısıyla adaylığını yenileyen Prof.Dr. Hamit Er rektörlüğe neden aday olduğunu ve şimdiye kadar özellikle ÇOMÜ Yönetimince sık sık dile getirilen; “Geçmişte ÇOMÜ’de çok anti-demokratik uygulamalar yaşandı özellikle Prof.Dr.Ramazan Aydın ve Ali Akdemir dönemlerinde” eleştirilerini yalanlayarak “Eğer bir anti demokratik uygulama söz konusu olduysa mevcut rektörün döneminde yapılmıştır” dedi.

 

Prof.Dr. Hamit Er adaylık açıklamasında yaptığı konuşmada kısaca neden aday olduğunu şu sözlerle ifade etti; “2015-2019 yılları arasında ÇOMÜ’yü yönetecek, idarece edecek rektörü belirleyecek seçimler için aday olduğumu bundan iki ay önce açıklamıştım. Adaylık sürecine karar vermeden önce tabi ki birçok görüşme ve toplantı yaptık. Bu görüşme ve toplantılar sonucunda olumlu yanıtlar alınca; kendi birikimim ve alt yapıma güvenerek böyle bir kararı almış bulunmaktayım. 1999 yılından bu yana ÇOMÜ’de görev yapmaktaydım. 2013 yılı ilk ayı tarihi itibariyle de Çanakkale’den ayrılmıştım. Şu anda da İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bölümünde görev yapmaktayım.”

 

“ÇANAKKALE’DEN HİÇ KOPMADIM”

 

Prof.Dr. Hamit Er konuşmasında 1999 ve 2013 yılları arasındaki tüm akademik gelişimini ÇOMÜ’de yaptığını belirterek; “Çanakkale’ye ilk geldiğim yıllarda ÇOMÜ 150 öğretim üyesi ile yeni kurulmuş çok küçük bir üniversite idi. O zamanlarda ÇOMÜ için genç bir üniversite bile demek mümkün değildi. 1999 yılında ÇOMÜ’de 1999 yılında Yar. Doç unvanı aldım, 2009 yılında da Profesör unvanı aldım. Bu şu demektir; tüm kariyerimi ÇOMÜ’de tamamladım. 2013 Ocak ayında da ÇOMÜ’den ayrıldım, ayrılma kararımı bir tek sebebe bağlamam doğru olmaz. Ama birçok sebebi var; bunların başında ise ÇOMÜ içerisindeki huzursuzluk ortamıydı. Bu süreç içerisinde bu ortamda daha fazla kalmamın akademik açıdan bana bir faydası olmayacağına inanarak önüme çıkan fırsatı değerlendirme yolunu seçtim. Ayrılışımın ardından da Çanakkale’den hiç kopmadım” dedi.

 

YENİ TÜRKİYE, YENİ ÇOMÜ

 

İstisnasız her ay Çanakkale’ye geldiğini belirten Prof.Dr. Hamit Er açıklamalarının devamında ÇOMÜ rektörlük seçimlerinde kullanacağı sloganı şu ifadelerle anlattı; “Her gelişimde de gerek akademik gerekse sosyal etkinlikler içerisinde toplantılara katıldım. Bu toplantılarda Çanakkale’de ÇOMÜ’de yaşanan her gelişme veya her türlü olayla ilgili bilgileri edindim. Rektörlük adaylığım hakkında şunu belirtmek istiyorum; bir önceki seçim döneminde de aday olmak için girişimde bulunmuş olmakla birlikte; o zaman ki ortam benim adaylığım için çok da müsait bir ortam değildi. O seçim dönemi çok farklı bir ortamdı ama bugün geldiğimiz noktada ÇOMÜ’de farklı bir yönetim, farklı bir uslüp, sistem ve farklı bir bakış açısına ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Bu katkıyı da “Yeni Türkiye, Yeni ÇOMÜ” sloganıyla bende başlatmış bulunuyorum.”

 

Prof.Dr.Ramazan Aydın, Prof.Dr. Ali Akdemir ve Prof.Dr. Sedat Laçiner’in rektörlük dönemlerinde ÇOMÜ’de görev aldığını hatırlatan Prof.Dr. Hamit Er; her rektör döneminde ÇOMÜ’de güzel şeyler yapıldığını hatırlatarak; “Geçen son dört yıl, ondan önceki dört yıl hatta ondan da önceki dört yıllık dönemlerde de ÇOMÜ sürekli gelişti. Şu yanlışı da yapmamak gerektiğini düşünüyorum; bizden önceki dört yıllık dönem ‘tu kaka oldu, her şey yanlış, her şey yıkılıp yeniden yapılmalı’ demek çok da doğru değil. Şimdiki Rektör Sedat Laçiner ve ondan öncekiler Ali Akdemir ve Ramazan Aydın’ hocanın iki döneminde de ben buradaydım. Bu her dönemde de yapılan birçok güzel şeyler, birçok yeni uygulamaların burada hayata geçirildiğini gördük. Bugün kampüse baktığımızda da bunları çok rahat bir şekilde görebiliriz” dedi.

 

“BURASI ÜNİVERSİTEDİR, BURADA BİLİM YAPILMALI”

 

“Fakat özellikle geçtiğimiz son dört yıl içerisinde yapılan güzel hizmetlerin yanında da sayamayacağımız kadar yanlışların olduğunu da görmekteyiz” diyen Hamit Er ÇOMÜ’den kadrolaşma ve özlük hakları konusunda Laçiner Yönetiminin baskı yaptığını vurguladı; “ Bu yanlışların başında da özlük hakları, kadrolaşma, ötekileştirme gibi bir üniversitede hiç olmaması gereken davranışların burada olduğunu görüyoruz. Bu tür şeyleri belki dar kurumlarda veya daha küçük kuruluşlarda bir ötekileştirme, kadrolaşmadan söz edilebilir ama bir üniversitede ötekileştirmeden bir söz etmek hiç doğru değildir. Burası bir üniversite; özgürlüklerin ve hakların sonuna kadar kullanıldığı özerk bir kurumdur.”

 

“Dolayısıyla üniversite de bilim insanlarını ötekileştirme, bilim insanların üzerinde özlük haklarıyla baskı yapmak veya bu baskıyı kullanarak yer değiştirmelerine sebep olmak gibi yanlışlar başka yanlışları doğurmuş, diğer hizmetlerin yapılmasına engel olmuştur. Ki bu bahsettiğim bu tür olayların çok kısa ve bir kısmını burada bende yaşadım. Dolayısıyla üniversitede en çok konuşulan yanlış ve eksikliklerin başında; akademisyenlere ve idari personelin ötekileştirilmesi ve özlük hakları konusunda yapılan yanlışlıklar ve hatalardır diye düşünüyorum.”

 

“ÇOMÜ’YÜ CAMBRİDGE YAPMA İDDİASI ÜTOPYADIR"

 

Ayağı yere basmayan projeler ile ortaya çıkmanın doğru olmadığını ve 2011 yılındaki seçimlerinde Sedat Laçiner'in ortaya attığı ‘ÇOMÜ'yü Cambridge yapma’ iddiasının ütopik olduğunu belirten Hamit Er, “Türkiye dünyada üniversiteler sıralamasında ilk 400’e bile giremezken taşradaki bir üniversitenin Cambridge olması inandırıcılıktan uzaktır. Öncelikle ÇOMÜ ayakları yere basan bir düzeye gelmeli ve ilk aşamada hedefi Sakarya Üniversitesi gibi bir konuma gelmek olmalıdır. Çok fakülte açmanın anlamı da yok. Tıp Fakültesi’nin gelişiminin tamamlanmasının yanında Dişçilik Fakültesi ve Hukuk Fakültesi de açılmalıdır. Örneğin Denizcilik Fakültesi açmışsınız, ama öğrencisi yok.  Öğrencisi olmyan bu fakülteye bir sürü kadro vermişsiniz. Öbür yanda ise kadro isteyen akademisyenler var. Yapılan binalar ise; yıksan yıkılmaz, satsan satılmaz elden de geçirilmez durumda. Oysa daha albenisi olan akademik binalar planlanmalıydı. Şimdi onları o şekilde kullanmak zorundayız. Üniversite içerisine teleferik yapmak da gereksizdir. Bunun yerine ayağı yere sağlam basan çözümler bulunmalıdır. ÇOMÜ’de şekilcilikten çok kalitenin yükseltilmesi önemlidir. Bizde bunu yapmak için yönetime talibiz."

 

“EN KÖTÜ DÖNEM LAÇİNER DÖNEMİDİR”

 

Prof.Dr. Hamit Er, 200 kadar öğretim elemanının kadro ve özlük hakları beklediğini, 50 kadar akademisyenin ise yapılan baskı ve ötekileştirme sonucunda ÇOMÜ’den ayrıldığını hatırlatarak Prof.Dr. Sedat Laçiner döneminin en kötü dönem olarak niteledi; “Sayılarını tam olarak bilmemekle birlikte 200 civarında öğretim elemanının özlük hakları konusunda problem yaşadığını biliyoruz, duyuyoruz. Bunların içerisinde medyaya yansıyan var yansımayanlar var. Bazı STK’ların veya platformlar özlük hakları konusunda sorun, sıkıntı yaşayan, kadrolarla ilgili açıklamalarda bulunmuşlardı. Üniversite’nin bulunduğu ilde, yörede, ülkede ilk önceliği bilim üretimidir. Bilimin üretilmesi için burada çalışan bilim insanlarının son derece rahat, huzurlu ve güven içerisinde olmaları gerekir ki; ben yaşadığım on dört yıl içerisinde ÇOMÜ’nün en huzursuz döneminin Sedat Laçiner dönemi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Üstelik bu son dört yılın ilk iki yılında ben buradaydım ve bu sıkıntıları daha ilk günden yaşamaya başlamıştık.”

 

“HUZURSUZ ORTAMDA BİLİM YAPILAMAZ, HUZURU SAĞLAYACAĞIZ”

 

Yaşanan huzursuzluk ve sorunları Laçiner yönetimin kamuoyundan gizlediğini iddia eden Prof.Dr. Hamit Er konuşmasını şöyle noktaladı; “Bu huzursuzluk ve yapılan yanlışlıkları; farklı söylem ve çeşitli reklamlarla insanların gözünün içine baka baka yalan söylediler gibi bir ifade kullanmak istemiyorum ama maalesef gerçekleri saptırmaya yönelik açıklamaları sık sık yaptıklarını biliyoruz. Bugün hangi öğrenci, hangi akademisyen, hangi personel ile konuşsak; yüzlerce sıkıntı ve problemden bahsediliyor. Tamamı dememiz doğru olmasa da büyük bir kısmının bu huzursuzluk içerisinde olduğunu biliyoruz.”

 

“Huzursuzluğun olduğu bir ortamda normal bir işçi bile verimli olamazken; bilim insanlarının bir şeyler üretmesi, genç nesli eğitmesi, yetiştirmesi de sağlıksız oluyor. Bugün birçok arkadaşımız üniversiteden apar topar kaçmış veya ‘Burada artık sana yer yok’ şeklinde kovulmak kaydı ile üniversiteden kaçırılan bilim insanlarının sayısı da 50’ye ulaşmış durumda. Böyle bir ortamda bilim üretmek, orijinal çalışmalar yapmak hiç mümkün değildir. Biz bu huzursuzlukları, hukuksuzlukları, adaletsizliği gidermek için göreve talibiz.”

 




Bu haber 5366 defa okunmuştur.

Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

DİĞER GÜNDEM Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI