thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Dr. Mithat Atabay


Facebookta Paylaş









Babasının İzinden Giden Bir Oğul: İzzet Melih Dilmaç
Tarih: 19-08-2018 08:57:00 Güncelleme: 19-08-2018 09:08:00


Çanakkale’ye ilk geldiğim yıllarda onu Çanakkale sokaklarında elinde bazen bir şemsiye bazen de bir pazar arabasıyla görmüştüm, sonra da tanışma ve demokrasi üzerine yaptığımız bir sohbetle başlayan en bilgi ve tecrübesinden yararlanma imkânı bulmuştum, Henüz o sırada seksen beşindeydi, İzzet Melih Dilmaç…

 

Bir asker oğludur. Deniz Binbaşısı Halil Dilmaç’tır babası… Birinci Dünya Savaşı’nın bitimine bir yıl dokuz ay on üç gün varken savaş ortamında doğmuştu. Belki de o nedenle hayatı boyunca karşılaştığı zorluklara mücadele azmi oradan gelmektedir. Babası Sakız’dan göç etmek zorunda kalmıştı. Yunan donanması 24 Kasım 1912 tarihinde Sakız adasına gelmiş ve Yunan Amirali Sakız Mutasarrıfından adanın teslimini istemişti. Durumu adada bulunan Osmanlı kuvvetlerinin komutanıyla görüşen Sakız Mutasarrıfı, savunması zayıf olan Sakız kasabasının bombalanmasının uluslararası hukuka tamamen aykırı olduğu ve bombardıman nedeniyle ortaya çıkacak durumdan tamamen Yunan Amirali ve savaş gemilerinin sorumlu olacağı bildirilmişti. Ayrıca adada yaşayan Müslüman ve Hıristiyan halk ile gayrimüslim olan memurların muharip olmadığı, bunlara karşı yapılacak bir saldırının insanlık dışı bir davranış olacağı ve bunların uğrayacağı tüm zarar ve ziyanın sorumlusunun da Yunan komutanına ait olacağını belirtmişti. 25 Kasım 1912 tarihinde Sakızlı Celal, Hakkı, Hulusi, Mehmet ve Ahmet Efendiler Osmanlı Sadaretine bir telgraf çekerek Yunanlıların adayı işgal etmeye başladıklarını ve çoluk çocuğu ayakları altında ezdiklerini bildirdi.  22 Aralık 1912 tarihinde öğle vaktinde Kaldamila Limanı’na gelen bir Yunan savaş gemisi her türlü insan haklarına ve devletler hukukuna aykırı olarak adada hastane yeri olarak kullanılan Pitlos Köyü’nü bombalamış ve yüzlerce top mermisi atılmıştı. 7 Ocak 1913 tarihinde Sakız adasının tamamen Yunanlıların eline geçtiği ve Sakız Adası Komutanı Zihni Bey’in de şehit edildiği bilgisi Osmanlı Harbiye Nezareti’ne ulaşmıştı. Böyle bir ortamda böyle bir adadan göç etmek zorunda kalmıştı, Halil Bey... Birinci Dünya Savaşı çıktığında Çanakkale’de savaşın bütün acılarını görmüş ve yaşamıştı. Oğlu doğduğunda ismini “En yüce ve sevimli” anlamına gelen “İzzet Melih” koydu. Oğlu dünyaya geldiği için belki de yaşadığı tüm acıları ve sıkıntıları sona ermişti, kendince…

 

İzzet Melih,  ilk ve ortaokulu Çanakkale’de bitirdikten sonra o dönemin seçkin okullarından İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nden mezun oldu ve peşinden de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne girdi. Babası Halil Bey, savaş sonrası askerlik mesleğinden emekli olmuş bir taraftan siyasetle diğer taraftan da ticaretle uğraşıyordu. Halil Bey’i iyi tanıyan Atatürk ve yakın çalışma arkadaşı İsmet İnönü Halk Fırkası’nı kurduklarında Halil Beyin de Çanakkale’de partiyi kurması için görevlendirmişlerdi. Ona o kadar güveniyorlardı ki, ilk kurulmasına karar verdikleri halkevlerinden olan Çanakkale Halkevi’nin kurucu başkanlığına da Halil Bey’i getirmişti, Atatürk…

 

Halil Bey, oğlunun da ticaretle uğraşmasını istiyordu. Öyle de oldu. 1943 yılında genç İzzet Melih Çanakkale’ye döndü ve baba mesleğini öğrendiği çağdaş bilgilerle yapmaya başladı ama ortam henüz bu bilgilerini tam olarak kullanmaya uygun değildi. 2.Dünya Savaşı’nın tam ortasıydı. Devlet bir taraftan halkı aç bırakmamaya çalışırken diğer taraftan da Türkiye’yi savaş dışında tutmaya gayret ediyordu. Çanakkale’de yer gök askerdi. Sıkıyönetim vardı ve şehirde karartma uygulanıyordu. Milli Korunma Kanunu nedeniyle sıkı bir fiyat kontrolü vardı. Tüm olumsuzluklara rağmen İzzet Melih Bey elinden gelen tüm gayreti gösteriyordu. Babası Çanakkale’nin en önde gelen siyaset adamları arasındaydı. Halkevi’nin başkanıydı. Nihayet savaş 7 Mayıs 1945’te Avrupa’da sona erdi. Çanakkale de büyük bir nefes aldı.

Genç bir iktisatçı ve işadamı İzzet Melih Bey, Türkiye’nin ve dünyanın içinde bulunduğu koşulları iyi biliyordu. Savaş Eylül ayında Japonya’nın “kayıtsız şartsız” teslim olmasıyla tamamen bittiğinde Türkiye’nin ekonomik durumu ile ilgili bir konferansı Çanakkale Halkevi’nde verdiğinde babası da oğlunu can kulağıyla dinlemiş ve büyük bir gurur duymuştu. Artık işlerini rahatlıkla oğluna devredebilir ve bütün vaktini demokratik yaşama ayırabilirdi. Öyle de yaptı. 1946’da yapılan seçimlerde büyük fikir adamı Selahattin Batu, yazar Reşat Nuri Güntekin, meşrutiyetin ilanında başrolü oynayan hürriyet kahramanı Atıf Kamçıl, Atatürk’ün ilk cumhurbaşkanlığı genel sekreteri Tevfik Bıyıklıoğlu, Biga’da büyük çiftçilerden Raşit Usumi ile birlikte milletvekili adayı oldu ancak seçimi Demokrat Parti kazandı. Halil Bey, seçimden sonra hem parti il idare kurulu başkanlığını hem de halkevi başkanlığından istifa etti. Kendisini Çanakkale’nin kültürel ve ekonomik açıdan kalkınmasına adadı. Zaman zaman gazetelerde yazıları yayınlandı. Çanakkale’de bir memleket kütüphanesi kurulması ve Çimenlik Kalesi’nde bir Harp Müzesi oluşturulması için çalıştı. Tecrübelerini ömrünün sonuna kadar yakın çevresi ve Çanakkale halkı ile paylaştı.

 

İzzet Melih Bey, ticari hayatta önemli başarılar elde etti.  O da babası gibi siyasetten uzak kalamadı. Ülkenin ağırlaşan sorunları karşısında çözüm önerilerini her türlü toplantılarda dile getirirken, mensup olduğu partinin il başkanlığına seçildi. Bu görevi sırasında pek çok zorluklarla karşılaştı, ölümle burun buruna geldi. Yaşadığı olaylar “Yassıada Mahkemeleri”nin ana davaları arasında yer aldı. Türkiye yeniden demokratik yaşama döndüğünde önce 14 Ekim 1961 seçimlerinde milletvekili adayı oldu. Ön seçimlerde 755 oyla dördüncü sırada yer aldı. Partisi ancak iki milletvekili çıkarabildi. Halkın ilk defa doğrudan adaya oy verdiği 1963 belediye seçimlerinde Çanakkale Belediye Başkanı adayı oldu. Seçimi kaybetti. Kazanan aday rakip partiden olsa da büyük bir olgunluk ve nezaketle ona başarılar dileyen bir mesaj yayınladı. Dilmaç yılmadı. Çanakkale için çalışmayı hiç bırakmadı. Seçimlerden sonra İnönü Hükümeti ekonomik olmadığı gerekçesiyle Çanakkale’ye yapılan uçak seferlerini kaldırınca Başbakan İnönü’ye bir telgraf çekerek uçak seferlerinin kaldırılmaması gerektiğini izah etti. Bu telgraf öyle etkili oldu ki, İsmet İnönü hem uçak seferlerinin devamına karar verdi hem de bilet ücretlerini düşürdü.

 

İzzet Melih Bey, Çanakkale’nin kalkınmasının ancak turizmle olacağına ve bunun da iyi ve sürekli bir tanıtımla elde edilebileceğine inanıyordu. Çanakkale Sanayi ve Ticaret Odası Başkanlığı döneminde bir avuç arkadaşıyla “Truva Festivali”nin düzenlenmesini sağladı. Bu olay Çanakkale turizmi için bir kurumsallaşma örneğiydi. Ve bu kurumsallaşma yani Truva Festivali bugün 55 yaşındadır.

 

İzzet Melih Bey, siyaset, ticaret, kültür üçgeni içerisinde yaşamına devam etti. 12 Eylül sonrası son kez siyasette şansını denedi. Veto edilip genel seçimlere katılması engellenen SODEP’ten belediye başkan adayı oldu. Ancak seçimde 12 Eylül öncesinde belediye başkanı olan ve görevi başındayken ihtilal sebebiyle görevinden uzaklaştırılan eski belediye başkanı da bağımsız adaydı. O nedenle seçimi Orhan Uğur Bey kazandı.

 

İzzet Melih Bey, bundan sonra ağırlıklı olarak günlerini kültürel faaliyetlere, dostlarına ve ailesine ayırmaya özen gösterdi. Son yıllarında Çanakkale ile ilgili bir şey öğrenmek isteyenler, onun engin bilgi birikimine başvurmayı gelenek haline getirdiler. 1990’lı ve 2000’li yıllarda pek çok gazeteci ve araştırmacı İzzet Melih Bey’in bilgi birikimlerini gazete sayfalarına, televizyon ekranlarına, dergi ve kitaplarında yer verdi. O da asla bu istekleri geri çevirmedi.

 

Yaşamını “dalya” diyerek bir asırı bitirip ikinci asırından da bir yıl altı ay yirmi iki gün alarak 9 Ağustos 2018 tarihinde aramızdan ayrılan İzzet Melih Dilmaç’ı tanıyanlar hep o babacan ve bilge kişiliği ile hatırlayacaklar. O babasının yolunu takip etti. Her şeyi başardı ama siyasette babası gibi girdiği seçimlerde başarılı olamadı. Herhalde “baht” bu olsa gerektir.

 



Bu yazı 18979 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI