thejrc.org
Bugun...
Bizi izleyin:


Davut Doğan


Facebookta Paylaş









TOBB KRİZİ
Tarih: 02-10-2014 16:49:00 Güncelleme: 02-10-2014 16:53:00


TOBB KRİZİ

 

Yıl 2001… Bülent Ecevit Başbakan. Üç partili koalisyon hükümetinin başbakan yardımcıları MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz.

 

Cumhurbaşkanı ise Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Ahmet Necdet Sezer… Sezer’in, kendisini Cumhurbaşkanlığı makamına öneren Başbakan Bülent Ecevit’le arası bir süredir bozuk.

 

Son zamanlarda AnaSol-M Koalisyon Hükümetinin birkaç kanun hükmündeki kararnamesini iade eden Cumhurbaşkanı, 19 Şubat 2001 günü yapılan MGK toplantısında Başbakan’a Anayasa kitapçığını fırlatınca ortalık karıştı. Belki de, ''kol kırılır, yen içinde kalır '' diye düşünülseydi, kriz olmayacaktı.

 

Ancak, Allah rahmet eylesin, Başbakan Ecevit krizi iyi duyalım diye, tüm Türkiye bilsin diye, başbakan yardımcılarını da yanına alarak “Bugün çok kötü bir şey oldu!” diye söze başlayınca olanlar oldu...

 

Borsa çöktü, dolar fırladı. Borsadaki yurtdışından gelen yaklaşık 7 milyar dolar kaçınca, kriz büyüdü de büyüdü…

 

Gecelik faizler yüzde 7500’e kadar çıktı. Özellikle küçük bankalar, öz kaynak yetersizliğinden ve dövizdeki açık pozisyonundan batmaya başladı.

 

Hiç unutmam, çalıştığımız bir bankada bize gönderdiği yazıda, “bugünden itibaren kredi faiz oranımız yüzde 250 olarak uygulanacaktır” diyordu.

 

Ben de kızdım. Bankaya bir faks çektim:

 

“Yaptığınız bu etik dışı faiz artırımını kabul etmiyoruz. En kısa zamanda kredimizi kapatacağız.”

 

Banka restimizi gördü. Zaten para olsa, kredi kullanmayız. Ertesi gün bir yazı daha: “Bugünden itibaren kullandığınız kredi faizi yüzde 500 olarak uygulanacaktır.”

 

Hadi bakalım…

 

Neyse, mecburen ödedik, yapacak bir şey yok.

 

Hükümet durumuna gelince:

 

Kriz sürecini dış destekle yönetmeye çalışan Koalisyon Hükümeti pek uzun ömürlü olmadı. Erken seçim kararını önce Devlet Bahçeli açıkladı ve seçim tarihini de verdi.

 

Sonra ne oldu?

 

AnaSol-M Koalisyonunun tüm üyeleri, DSP, Anap ve MHP barajın altında kaldılar. Krizi iyi yönetemeyince iflas ettiler.

 

İş dünyasında da böyle değil midir?

 

Krizini yönetemezsen batarsın...

 

“Her krizin altında fırsatlar da vardır” diye boşuna söylenmemiş. Bu kriz AK Parti’ye yaradı ve yeni kurulan bu partiyi tek başına iktidara taşıdı.

 

 

***

 

 

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ekonomik kriziyle koşut bir de TOBB krizi yaşamıştık. Nasıl mı?

 

19 Şubat 2001 Çarşamba günü başladığı için “Kara Çarşamba” olarak anılan kriz, AnaSol-M koalisyon hükümetini büyük zora sokmuştu. Acil bir biçimde 1 milyar dolar aranıyordu. Kriz sonrası, hızla ABD’den gelen ve Mart başında ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı olan Kemal Derviş, Amerika’dan mesaj yolluyor. Şu, şu kanunları çıkarın 1 milyar dolar gelecek, diye…

 

Bazı demokratik yasalarımız bu sayede çıkmıştır.

 

 

***

 

 

O sıcak günlerde TOBB Genel Kurulundayız. O zamanlar dileyen oda, borsa başkanına kürsüden söz verilirdi. Ben de çıktım kürsüye, başladım konuşmaya:

 

“Sayın başkanlar, biliyorsunuz ki ülkemizde büyük bir kriz var. Devletimize destek olmak için bir şeyler yapmalıyız. Bütün oda ve borsalarımız, gücüne göre 100 bin lira ile 500 bin lira arası para versin. 350 odadan toplam 1 milyar toplanabilir. TOBB da 500 milyon verse 1,5 milyar lira, yani 1 milyar dolara yakın rakama ulaşırız. Bu parayı da, hazineye uzun vadeli bono karşılığı verelim. Böylece krizin ateşi söner” dedim.

 

Salonda tık yok…

 

Ciddi bir sessizlik…

 

Kürsüden inince samimi olduğum bir kaç oda başkanı bu miktarda paraları verebileceklerini söylemişti.

 

Bu önerim sonrasında TOBB başkanı Fuat Miras’a Dünya gazetesi muhabiri bu konuda ne düşündüğünü sormuş olmalı ki, ertesi gün gazetelerde benim önerimle birlikte başkanın açıklamaları vardı.

 

 

***

 

 

Uzatmayalım, TOBB yönetimi 100 milyon (eski parayla 100 trilyon) lira parayı hazineye verdi. Ancak şartı vardı. Bu para Eximbank’ta ihracatçılar için kullanılacaktı.

 

Paranın kullanımı konusunda TOBB yönetiminde fikir ayrılıkları olunca da, Başkan, “benim dediğim olmazsa, istifa ederim” restini çekti. Yönetim de restini görüp, istifasını kabul etti ve yeni başkan olarak da şimdiki TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu seçti.

 

Sonradan Fuat Miras istifa etmedim dese de, dilekçe işleme konulduğundan Rifat Bey’in başkanlığı onaylandı.

 

Ben de böylece bir kriz yaratmış oldum.

 

Bu krizi Rifat Bey fırsata çevirmiş oldu.

 

Sonuçta Odalar Birliği daha çalışkan bir başkana kavuştu ve Rıfat Başkan sayesinde odaların önemi arttı, prestiji arttı…

 

 

***

 

 

İşte iki kriz örneği...

 

İkisinden de ders çıkarmak lazım.

 

Ne demişler:

 

“Her krizin altında fırsatlar yatar…”

 

Yeni krizlerde görüşmek üzere.



Bu yazı 32656 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
FOTO GALERİ
  • Bebişler
    Bebişler
  • Yurdum İnsanı
    Yurdum İnsanı
  • FANTASTİK
    FANTASTİK
  • ATATÜRK
    ATATÜRK
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
  • Doğtaş Mobilya'dan 18 Mart'a Özel Video
    resim yok
  • 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
    18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi 108'nci Yıldönümü
  • Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
    Çanakkale 2015 Tanıtım Filmi
  • Barışın ve Özgürlüklerin Kenti "Çanakkale"
    Barışın ve Özgürlüklerin Kenti
  • TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
    TSK'dan Muhteşem Çanakkale Türküsü
  • Çanakkale Gangnam Style
    Çanakkale Gangnam Style
VİDEO GALERİ
YUKARI