2018 yılı, Troya Antik Kenti’nin UNESCO Kültür Mirası Listesi’ne girişinin 20’nci yılı olması dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ‘Troya Yılı’ olarak ilan edildi. 2018 Troya Yılı kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığınca yapımına 2014 yılında başlanan Troya Müzesi inşaatı tamamlandı. Merkeze bağlı Tevfikiye köyü sınırları içinde yer alan, her yıl 500 binden fazla kişinin ziyaret ettiği Troya Antik Kenti’ndeki müzenin açılışı için Arkeoloji Müzesi’nde bulunan eserlerin nakil işlemleri gerçekleştirildi. İl merkezinde bulunan müzeden taşınan eserler burada uzman personeller tarafından tasnif edilip hazırlanan yeni yerlerine yerleştirildi. İnteraktif bölümlerin de yer aldığı müze, bölgede yapılan kazılarda kaçırılan eserlerin dürbün şeklinde hazırlanan gözlem alanıyla incelenerek net bir şekilde gezilebilecek. Maliyeti 75 milyon lirayı bulan yapı, yaklaşık 3 bin metrekarelik sergi salonları dahil 12 bin 750 metrekare kapalı alandan oluşuyor. Açılışı için son hazırlıkların sürdüğü müzenin giriş zeminine yerleştirilerek ziyaretçilerin karşılanması için dönemin ve günümüzün de en şairi Homeros’un Troya Savaşı’nı anlattığı ‘İlyada Destanı”ndan beyitler seçildi. Troya Müzesi ziyaretçilerini şair Homeros’un Troya Savaşı’nı anlattığı ‘İlyada Destanı’nın 6 dilde hazırlanan beyitleri ile karşılayacak. Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, Yunanca ve Çince olmak üzere 6 dilde hazırlanan beyitler, taş oyma sanatı kullanılarak farklı bir konsept hazırlandı. Giriş bölümündeki alana ilave olarak postamentler ile Helenistik ve Roma dönemlerine ait mimari kaideler ve müzenin kuş bakışı görüntüsünü aktaran mermer maketi yerleştirildi.

“RESMİ AÇILIŞ İÇİN GÜN SAYMAYA BAŞLADIK”

Çanakkale Arkeoloji Müzesi Müdürü Ali Atmaca, temel çalışması 2013, inşaat çalışmaları ise 2014 yılında başlayan Troya Müzesi’nde son aşamaya gelindiğini söyleyen Atmaca; “Resmi açılış için gün saymaya başladık. Troya Müzesi 90 bin metrekarelik geniş bir alana yayılmış durumda. Bunun 35 bin metrekaresinde yeşil alan ve açık teşhir alanı yer alıyor. 12 bin 750 metrekaresi ise kapalı mekân. Burada teşhir salonları, depolar, ofisler ve sosyal donatılar yer alıyor. 3 bin 300 metrekarelik alan ise tamamen teşhire ayrıldı” dedi.

“HOMEROS İLE HİTİT ARŞİVLERİ VE TROYA BULUNTULARI İLE YENİ BİR DÖNEM AÇILMIŞ OLDU”

Kazılarda çıkan buluntularda Troya’nın son Tunç Çağı döneminde bir Anadolu kenti olduğu konusundaki yeni görüşlerin de kamuoyuna duyurulduğunu söyleyen Aslan; “Bu buluntularla beraber Troya Müzesi ilk kez ziyaretçilerine Troya’nın bir Anadolu kenti olduğunu ispatlayan buluntuları bir arada görme şansı sunacak. Arkeoloji tarihinde buluntuları ile keşifleri ile tartışmaları ile pek çok dönem yaşadı ama tabii ki Troya Müzesi bir dönüm noktası. Bundan sonra Homeros ile Hitit arşivleri ve Troya buluntularının yorumlanması konusunda yeni bir dönem, yeni bir çığır açılmış oldu” dedi.