Çanakkale Kamuoyunda “Mazot Davası” olarak bilinen, aralarında Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın da olduğu Akaryakıt yolsuzluğu, tehdit, şantaj, yaralama, hakaret suçlamalarının da yer aldığı dava 13 Aralık 2021 tarihinde sona ermişti. 31 kişinin beraat ettiği; 3 kişinin ise hapis cezası aldığı dava 8 yıl sürmüştü. Duruşmanın savcısı İrtikâp suçlamasında bulunduğu Ülgür Gökhan’ın beraat kararına itiraz ederek istinaf mahkemesine taşıdı.

Çanakkale Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün, 2008 yılının Ekim ayında Çanakkale S.S. 18 NO’lu Şehir İçi Minibüsçüleri Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi

nden bir grup üyenin imzasız mektup göndermesi üzerine düzenlediği operasyonda, çok sayıda kişi gözaltına alındı ancak sanıklar serbest bırakılmıştı. Dava tam 12 yıl sürdü.

ÜLGÜR GÖKHAN’IN BERAATINA İTİRAZ!

Çanakkale 1.Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan son duruşma da mahkemeye heyeti, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve yargılanan 31 kişi hakkında beraat kararı verdi. Kooperatif Başkanı Hasan Ateş 9 yıl 10 ay, kooperatif yöneticileri ve o dönem kooperatif başkanı olan Bali Günay’a 16 yıl 3 ay, yönetici Fettan Acar ise 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Ülgür Gökhan hakkında İrtikâp suçlamasında da bulunan Cumhuriyet Savcısı Mustafa Dağlı, Gökhan’ın beraatına itiraz etti. Ülgür Gökhan’ın beraat kararının bozulması için bir üst mahkemeye Çanakkale 1.Ağır Ceza mahkemesinin kararını insaf eden Cumhuriyet Savcısı Mustafa Dağlı, beraat kararının bozulması talebinde bulundu.

TAPELER, ŞAHİT VE SANIKLARIN İFADELERİ İTİRAZ DOSYASINDA YER ALDI!

Ülgür Gökhan’ın beraat kararına itiraz eden Cumhuriyet Savcısı Mustafa Dağlı hazırladığı dosyada; olayın gerçekleştiği dönemde sanıklar hakkında birbirleri arasında yaptıkları telefon konuşma kayıtlarını, sanık ve tanık ifadelerine de yer vererek Ülgür Gökhan’ın işlenen suçlar içerisinde bir fiil yer aldığına dikkat çekti.

“BELEDİYE BAŞKANLIĞIN SAĞLADIĞI KAMU GÜCÜNÜ KENDİ ÇIKARLARI İÇİN KULLANARAK..”

Cumhuriyet Savcısı Mustafa Dağlı yaptığı itirazda; Belediye başkanlığından gelen kamu gücünü kendi çıkarları için kullandığına dikkat çekerek; “İddianamenin düzenlendiği tarih itibarıyla yıllık yaklaşık 1 milyon litre civarında akaryakıt tüketimi yapan S.S. 18 No’lu Şehiriçi Minibüsçüleri Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifini elinde tutan Bali Günay ve Hasan Ateş’in, Ülgür Gökhan ile birlikte, Ülgür Gökhan'ın belediye başkanlığı makamından sağladıkları kamu gücü ve nüfuzunu kendi çıkarları için kullanarak kooperatif üyelerini, Ülgür Gökhan’a ait akaryakıt istasyonundan yakıt almaya zorlamaları, Çanakkale Belediyesine ait Hizmet Grupları A.Ş. firmasının ise Çanakkale’nin en büyük akaryakıt tüketicilerinden biri olan kooperatife akaryakıt vermek üzere harekete geçirilmemesi olayını ilişkin olarak yapılan soruşturma ve kovuşturma da..” ifadeleri yer aldı.

“DAHA ÇOK ZARAR GÖRMEKTEN KORKTUKLARINDAN GİRİŞİMDE BULUNMADILAR”

Sanık ve tanık ifadelerinin yanı sıra dinleme kayıtlarından da kooperatif üyelerinin zarar uğratıldıklarını bilmelerine rağmen daha büyük bir zarara uğramaktan çekindiklerinin anlaşıldığını itiraz kararında yer veren Cumhuriyet Savcısı Dağlı; “Mevcut iletişimin tespiti tutanaklarından ve müşteki ifadelerinden açıkça anlaşıldığı üzere, kooperatif üyelerinin akaryakıt alımından dolayı gördükleri maddi zararın farkında olmalarına rağmen, karşılaştıkları mevcut zarardan daha büyüğü ile karşılaşmaktan korktuklarından dolayı her hangi bir girişimde bulunamadıkları, iletişimin tespiti tutanaklarında yer alan Kooperatif yöneticilerinden Fettah Acar ile kooperatif üyesi Hüseyin Dalaklı arasındaki telefon görüşmesinin bir kısmında geçen, Hüseyin Dalaklı‘nın “başka yerden alınır mı? Yüzdeliğini müzdeliğini yiyim. Koskoca Çanakkale Belediye başkanı. Başındaki adam kar yağdırır senin vs.” beyanında işaret edildiği gibi, üyelerin mevcut durumdan haberdar olmalarına rağmen itiraz edememeleri..” ifadelerine yer verdi.

“AYIRIN, S.KTİRSİNLER GİTSİNLER NEREYE GİDİYORLARSA..”

Ülgür Gökhan’ın kendisine ait istasyondan akaryakıt almayan bazı üyelerin yasal olmayan bir şekilde kooperatif atılmasına yönelik kooperatif yöneticileri ile aralarındaki görüşmeleri de istinaf dosyasında yer aldığı görüldü; “Çanakkale belediye başkanı ve akaryakıt istasyonu sahibi Ülgür Gökhan‘ın, Bali Günay ile yaptığı ve iletişimin tespiti tutanağı ile sabit görüşmesinin bir kısmında, Bali Günay’ın, Ülgür Gökhan’a hitaben “Zaten Güzelyalılıları kendi içimizden ayıracağız” beyanına, Ülgür Gökhan’ın “Ayırın siktirsinler gitsinler nereye gidiyorlarsa” cevabını vermesi, Hakan Akgül isimli şahısla ilgili olarak kooperatiften atılma hadisesine ilişkin Ülgür Gökhan’ın “Atın ne yaparsanız yapın” demek suretiyle, kendisinden akaryakıt almayan kooperatif üyeleri için yasal olmayan süreci desteklemesi, diğer sanıklar Hasan Ateş ve Bali Günay’a muhalif tavır ve eylemler içerisinde olan kişilere karşı açıkça eylem birlikteliği göstermesi..”

KENDİSİNDEN AKARYAKIT ALMAYANLAARA CEZA KESİLMİŞ!

İtiraz dosyasında ilgi çekici bir başka kesim ise Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın kooperatif yöneticileri ile ortak hareket ederek kendi istasyonundan akaryakıt almayanlara ceza kesilmesi; “Çanakkale belediye başkanı ve akaryakıt istasyonu sahibi Ülgür Gökhan’ ın,  Bali Günay ile yaptığı ve iletişimin tespiti tutanağı ile sabit görüşmelerinde, Abdi Kedioğlu ve Hakan Akgül isimli üyelerle ilgili,  Bali Günay’a hitaben “Ben sana bunları alma demedim mi, çok biliyorsunuz, demedim mi ben, ben bu adamları akaryakıt istasyonumda istemiyorum, size verdiğim fiyattan gidip hizmet gruplarından alsınlar, müfettiş öyle diyor ya” şeklindeki görüşme sonrasında, kooperatif yönetimi tarafından Hakan Akgül’e 2500 TL. para cezası ve 1 ay çalışmama cezasının verilmesi, bu bağlamda, Bali Günay’a “Ben sana dedim bu adamları almayın diye, ama siz çok biliyorsunuz, ben demedim mi ?” diyerek, kooperatif yönetim kurulu eski üyesi olan sonradan ihbar ve şikayetlerde bulunan Abdi Kedioğlu’nu ve Abdi Kedioğlu ile birlikte hareket eden grubu ima etmesi..”

“BENİ MAKAMINA ÇAĞIRDI HAKARET ETTİ, YAKIT VERMEYECEĞİNİ SÖYLEYEREK KOVDU”

İtiraz dosyasında müşteki sanık Abdi Kedioğlu’nun detaylı ifadesi de yer aldı; “Ben yönetimden 2009 yılında istifa ettim. Müfettiş gelince müfettişe ifade verdim. İfademden sonra belediye başkanı beni makamına çağırdı, daha önce ifademde belirttiğim gibi şahsıma hakaret etti, sen nasıl bizi şikâyet edersin diye bana hakaret etti. Bana ve Hakan'a mazot vermeyeceğim deyip beni makamından kovdu. Hatta bana mazot verilmediği için aracım yolda kaldı, mazot verilmediğine dair başkanın petrol istasyonunda tutanak tuttuk.. Mazot verilmemesi nedeniyle aracım yolda kaldığından başkan Bali'yi aradım, bana ne halin varsa gör istediğin yerden al dedi. Bende Total'den alacağımı söyledim.. Bali bazen bize mecbur petrolü başkanın istasyonundan alacağız, yoksa bize ceza verir hatlarımızı düşürür şeklinde cevap veriyordu.. Bali Günay bize belediye başkanının ortak olduğu petrol istasyonundan akaryakıt almamız zorunlu olduğunu, hatları belediye düzenliyor bu nedenle belediyeden almak zorundayız şeklinde bize söylüyordu. Kooperatifte havuz olayı olduğu için alınan akaryakıtlar havuzdan ödendiği için başka istasyonlardan alınan mazotlar havuzdan ödenmiyor, cebimizden ödemek zorunda kalıyorduk"

KAYYIM İFADESİ; “SİZ TEKLİFLERİN HAZIRLAYIP GETİRİN BEN HALLEDERİM..”

Mahkeme tarafından kooperatife kayyım olarak atanan kişilerin mağdur Mesut Topaloğlu’nun duruşmada verdiği ifade de Ülgür Gökhan’ın belediye başkanlığı gücünü kullanarak araçların gidecekleri istikametleri değiştirdiği, ucuz yakıt almak isteyen kayyım heyetine ihale tekliflerini kendisinin imzalatmak istediğini dair ifadeleri de itiraz dosyasında yer aldı; “01 Ekim 2010 tarihinde mahkeme tarafından kooperatife kayyum olarak atandım.. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ile akaryakıt alımı ile ilgili görüşme yaptım.. Daha sonra kooperatifin akaryakıt alımını ihale ile yapacağımızı bir görüşmede sanık Ülgür Gökhan'a söylediğimizde bana "Siz teklifleri hazırlayıp gelin ben teklifleri petrol istasyonu sahipleri olan Miller, Akarsu Petrol ve Temizay Petrola imzalatıp getiririm" demişti… Kayyum olarak atandıktan sonra üyelerin zaman zaman şikâyetlerinden özellikle araçların gidecekleri hat istikametlerinin değişikliği yönünde belediyenin baskı yaptığını yine kooperatif üyelerinden Hakan ve Abdi’nin petrol istasyonundan petrol verilmemesi olayını bana anlatmışlardı…”

“BENİ ARAYARAK ‘NİYE BUNLAR SENDEN YAKIT ALIYORLAR’ DEDİ”

Kooperatiften dışlanan bazı üyelerin iskontolu olarak yakıt aldıkları Erdal Akarsu’nun savcılıkta alınan ifadesi de itiraz dosyasında yer aldı. Kooperatiften dışlanan üyelere yakıt sattığı için Ülgür Gökhan’ın kendisini aradığını beyan eden Erdal Akarsu; “2010 yılının yaz aylarında kooperatif üyelerinden olduğunu söyleyen ismini Hakan Akgül olarak veren bir kişi yanında Abdi isimli bir diğer kişi ile birlikte yanlarında 2-3 kişi daha olduğu halde benim işyerime geldiler. Bana özetle "Özel halk otobüslerini işleten kooperatif üyesi olduklarını, o güne kadar belediye başkanının istasyonundan akaryakıt almak zorunda bırakıldıklarını. Ancak akaryakıtın pahalı olması nedeniyle muhalefet ettiklerini, kooperatif yönetimini eleştirdiklerini bu sebeple belediye başkanının kendilerini kovduğunu, kooperatif yönetimine ve akaryakıt istasyonuna emir vererek kendilerine akaryakıt verilmeyeceğini söylediğini, mağdur olduklarını, o an için kendilerine akaryakıt verip veremeyeceğimi, indirim oranının ne olacağını" bana söylediler. Ben de akaryakıt verebileceğimi bu iki araç ile ilgili olarak da % 6 oranında bir indirim yapabileceğimi söyledim. Ayrıca akaryakıt alacak araç sayısı artarsa indirim oranımın yükselebileceğini onlara ifade ettim. Böylece bu iki araca akaryakıt vermeye başladım. Hatırladığım kadarıyla 2010 yılı Ağustos ayı içerisinde Çanakkale Belediye Başkanı ve akaryakıt istasyonu sahibi olan Ülgür Gökhan beni telefonla aradı, bana özetle; "Kooperatiften bazı araçlara mazot satıyormuşsun, ben kendilerini belediyeye yönlendirdim, ama sana gelmişler niye bunlar senden gelip akaryakıt alıyorlar" sözlerini sarf etti. Bu sözleri söylerken kızgın bir ses tonu vardı”

“SEN BENİM İŞİME TEKLİF VERDİYSEN, BENDE SENİN DİĞER İŞLERİNLE İLGİLENİRİM..”

Tanık Erdal Akarsu’nun savcılıktaki ifadesinin devamında ise Ülgür Gökhan ile aralarında geçen diğer konuşmalar itiraz dosyasında şöyle yer aldı; "Bir süre sonra ben kendi inşaat işlerim ile ilgili belediyeye gittiğimde belediye başkanı Ülgür Gökhan'ı da odasında ziyaret ettim. Kendisi bana "O iki kişi sürekli muhalefet ediyorlar, yönetim aleyhine ve benim aleyhime konuşuyorlar, ben bundan rahatsız oluyorum. Kendilerine akaryakıt verilmemesi konusunda talimat vermiştim, ama onları belediyeye ait BP istasyonuna yönlendirmiştim, bunlara niye akaryakıt verdin" sözlerini sarf etti. Ben de kendisine "Bu kişiler size ait istasyondan kovulduklarını, akaryakıt alamadıklarını, kooperatif yönetiminin de bilgisi dahilinde akaryakıt alamamaları üzerine çaresizlikten bana müracaat ettiklerini bana söylediler, ben de akaryakıt verip faturasını kestim, herhangi bir kötü niyetim yok" dedim. Başkanda bana "Kooperatifin bana borcu var, ben teklif veren diğer firmalara da bunu söyledim. Bunu bil ona göre teklif ver" gibi sözler söyledi… Daha sonrada kooperatif benden resmi teklif istedi, bende yukarıda da izah ettiğim gibi % 8 oranında bir iskonto uygulayacağıma dair teklifi kooperatif yönetimine verdim. Ben bu teklifi verdikten sonra belediye başkanı Ülgür Gökhan beni bir kez daha telefonla aradı. Bana kızgın ve sitemkâr bir ses tonu ile "neden teklif verdin" dedi. Ben de kendisine "Bu bir ticaret normal olarak teklif verdim" dedim. Buna karşılık belediye başkanı yine kızgın ve sitemkâr bir ses tonu ile "Sen benim işime teklif verdiysen bende senin diğer işlerinle ilgilenebilirim bundan sonra bu şekilde ticaret yapalım" gibi sözler söyledi..”

“GÖKHAN’IN CİDDİ YETKİLERİ VAR.. FİRMALARI TEDİRGİN EDEBİLMEKTEDİR”

Tanık olarak savcılıkta ifadesi alınan Erdal Akarsu’nun da Ülgür Gökhan’ın belediye başkanlığı gücünden tedirgin olan birçok akaryakıt firması olduğunu söylemesi, kendisinin de endişe yaşadığını ifade etmesi dikkat çekici; “Belediye başkanı olması sıfatı ile Ülgür Gökhan'ın elinde ciddi yetkiler vardır, bu yetkileri kullanarak bir takım işleri sürüncemede bırakabilecek bir gücü bulunmaktadır. Bu da özellikle akaryakıt piyasasında olan firmaları tedirgin edebilmektedir. Ama buna rağmen ben her şeyi göze alıp kendi hür irademle akaryakıt teklifinde bulundum. Bu arada Hakan Akgül ve Abdi isimli kişiler benden sanırım birkaç ay yakıt alabildiler. Daha sonra kooperatif yönetimi bu kişileri yine belediye başkanına ait akaryakıt istasyonundan akaryakıt almaları için zorlamış ve bu kişiler benim istasyonumdan % 6 iskonto ile akaryakıt alabileceklerken yine daha az bir iskonto oranı ile Ülgür Gökhan'a ait akaryakıt istasyonundan akaryakıt alma zorunda kaldılar. … Ben sadece akaryakıt işi değil inşaat işleri de yapmakta olduğum için ve belediyenin Çanakkale ilinde ticari faaliyet yapan firmalar üzerinde ciddi yetkileri olduğu için bir endişe de yaşıyorum. Bana haksız yere herhangi bir müeyyide uygulanabilir mi diye düşünüyorum. Bu konuda bundan sonra herhangi bir sıkıntı yaşadığım takdirde gelip ayrıca ihbar ve şikâyette bulunabilirim. Benim olay hakkındaki bilgim ve görgüm bundan ibarettir”

YETKİLERİNİ BASKI ARACI OLARAK KULLANDIĞINI SÖYLEYEN TANIK İFADELERİ

Ülgür Gökhan’ın beraat kararına itiraz eden Cumhuriyet Savcısı Mustafa Dağlı, mahkeme dosyasında; akaryakıt alımında uygulanan düşük iskonto konusunda yukarıdaki beyanlar dışında Vural Berkit, Mehmet Çelik, Ayşe Meral Işık, Lütfü Özçelik, Sabahattin Talay, Burhan Erdoğan, Özcan Gözütok ve Sıtkı Uyanık'da sanık Ülgür Gökhan'ın Belediye Başkanlığından kaynaklanan yetkilerini baskı aracı olarak kullandığına dair ifadelerine atıf yaptı.

SAVCI’DAN ÜLGÜR GÖKHAN’A AĞIR SUÇLAMALAR!

Çanakkale Cumhuriyet Savcısı Mustafa Dağlı, tüm sanık ifadeleri, duruşma tutanakları ve dinleme kayıtlarına da itiraz dosyasında yer verdikten sonra; Çanakkale Belediye Başkanı sanık Ülgür Gökhan’ın beraatına şu ifadelerle itiraz etti; “Şehir içi ulaşım düzenlemelerinin ulaşım komisyonu ve belediye meclisi tarafından yerine getirilmesi nedeniyle belediye başkanı olan sanık Ülgür Gökhan'ın, kooperatif işlerine etki edebilecek yetki ve nüfuza sahip olduğu, Kooperatif yöneticileri üzerinde bu nüfuzunu kullanarak kendisinin %60 hissedarı olduğu Lütfi Gökhanoğlulları Adi Komandit Şirketine ait akaryakıt istasyonundan, piyasa fiyatının çok üstünde bir fiyatla akaryakıt almalarını sağladığı, başka yerden akaryakıt almaları halinde kooperatifin işleyişine yönelik işlemlerde zorluk çıkaracağını (araçların gideceği hatlarda kooperatif üyelerinin aleyhine olacak şekilde değişiklik yapılması, hatların iptal edilmesi, araçlara ceza yazılması gibi) söylediğine dair tanık beyanları, kooperatif işlerine ve üyelerine dolaylı ve doğrudan müdahale etmesi.. müşteki tanık/sanıkların beyanlarında sanık Ülgür Gökhan'ın akaryakıt alımı konusunda kooperatif yöneticilerine manevi baskı uyguladığını gösterdiği, baskı karşısında kooperatif yöneticilerinin akaryakıt alımı için firmaların katılabileceği bir ihale düzenlemekten veya görüşme yapmaktan çekinerek.. Akaryakıt bedellerinin kooperatif kasasından ödendiği, böylece sanık Ülgür Gökhan'ın haksız kazanç sağladığı ve kooperatifin de zarara uğradığı sonucuna varıldığı, Ülgür Gökhan'ın belediye başkanı unvanı olmaması ve kooperatifle ticaret yapan sade bir işletmeci olması halinde kooperatif işlerine bu derece nüfuz etmesinin mümkün olamayacağı kanaatine varıldığı.. Sanık Ülgür Gökhan'ın 5393 Sayılı Belediye Kanunundan kaynaklanan yetkilerinin bulunduğu, bu yetkileri dolayısıyla sanığın söz ve davranışlarının icbar boyutuna ulaştığı, sanığın bu eylemlerinin irtikap suçunu oluşturduğu,  sanık hakkında TCK'nın 250/1 maddesinin zincirleme olarak uygulanması gerektiği, diğer sanıklar Bali Günay, Hasan Ateş ve Fettah Acar'ın bu olayda sanık Ülgür Gökhan'ın büyük ortağı olduğu şirketten akaryakıt alınması nedeniyle kooperatifin zararına sanık Ülgür Gökhan ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek TCK'nun 250/1 maddesindeki irtikap suçunu zincirleme olarak işlediklerinin anlaşılması..”

BÜLENT TURAN "DÖNEN DOLAPLARIN FARKINDAYIZ" DEMİŞTİ

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan partililerle bir araya geldiği toplantıda Ülgür Gökhan'ın da yargılandığı Mazot Davası ile ilgili olarak "Dönen dolapların farkındayız" açıklamasında bulunmuştu. Turan, Ülgür Gökhan için verilen beraat kararı ve dava ile ilgili olarak; "Bir Mazot Davası oldu. Herkes ceza aldı, başkan almadı. 15 günde kanun derki; mahkeme gerekçeli kararı yazar. 3 ay geçti, 3 ay. Karar yazılmadı. Hepsinin farkındayız. Tüm ekip ceza alacak ama Başkan ceza almayacak! Kanun diyecek ki 15 gün içerisinde mahkeme gerekçeli kararı yazar.  Ama 3 ay sonra yazacak; zaman aşımına girsin diye. Dönen dolapların farkındayız” açıklamalarında bulunmuştu.